Cuma, Aralık 23, 2005

milazzo'nun mitchum yorumu...

büyülü rüzgâr, birkaç kez yazdım tek takip ettiğim süreli- yabancı çizgi roman. yeni bir yayının tutma şansının çok az olduğu, özellikle western türünün yaşlanan (zor beğenen, geçmişi arayan) okuyucuları düşünülürse büyülü rüzgâr türkiye ölçülerinde başarılı olmuş bir çizgi roman (yayıncısı rüzgar demeyi tercih etmiş, â harfini kullanmamış). elbette büyülü rüzgâr bu ilgiyi hak ediyor, her şeyden önce çini mürekkebi kullanan herkesin izlemesi gerek. italyanlar renk kullanan rakiplerine karşı siyah beyaza ilişkin ustalık gösterilerine o denli önem verdiler ki son yıllarda anlatılan çizgi roman kadar çizgiye yoğunlaşmaya mecbur kaldık. kare içi derinliği, akıp giden gölgelerle kurulan sahneleri izlemeye başladık.. klasik fumetti de çizgi bu denli öne çıkmazdı, şöyle de söylenebilir: çizime bu kadar zaman harcanmazdı, baskıya yetişmek, nefes almak için bir an evvel bitirmek işin kalitesinden öncelikli olabiliyordu. bugün vakit harcandığı anlaşılan, nasıl çizileceği iyi hesaplanmış sayfalarla, kareler arası devamlılıkla daha çok karşılaşıyoruz artık.

büyülü rüzgâr'da zevaco tarzı tefrika mantığıyla yürüyen bir öykü anlatılıyor, buna bir intikam-hesaplaşma öyküsü de denebilir, baba-oğul kavgası da.

ivo milazzo'ya memleket okurunun gösterdiği sitayiş ken parker geçmişinden.. ken parker kimi zaman kırık, edebi, bazen yürümeyen, durup düşünen öykülere sahipse eğer onun hüzünlü olduğunu düşündüğüm çizgileri sayesindedir (bunu bir berardi sempatizanı olarak yazıyorum) . milazzo, büyülü rüzgâr'ın 30.sayısında yer almıştı ilk kez, onu sonra 36.sayıda da gördük?

kaçak adlı öyküde büyülü rüzgâr'ı ilginç, beklenmedik, abartmış olmam sanıyorum dylan dog tarzı umutsuz bir aşka düşmüş biri olarak görüyoruz. mutlaka tekrar karşılaşılacağı belli olan bir kadın çıkıyor karşımıza, italyan olduğunu öğreniyoruz (bir tebessüm bırakıyorum şuraya). kaçak aslında hızlı anlatılmış, her şey pat diye gelişiyor, o derin aşk, o tutku (hatta o saplantı) nasıl birdenbire oluştu, gelişti iyi anlatılamamış...

milazzo ilk kez 30.sayıda çizdi demiştim ya... bu kez daha farklı çizmiş büyülü rüzgâr'ı.. daha yaşlı, daha yıpranmış biri olmuş çıkmış. aşktan mı, öyküden mi bilemem ama gözlerinin altı torbalanmış ned ellis, handiyse robert mitchum olmuş. malum büyülü rüzgâr, daniel day lewis?in 1992 tarihli the last of the mohicans filmindeki hawkeye rolünden esinlenilmiştir

(not: hawkeye'nin romandaki/filmdeki diğer/asıl adı nathaniel poe'dur. nat, çizgi romanda ned, soyadı da başka bir isme büyülü rüzgâr'da poe adıyla dolaşan willy richards'a ilham olmuş.. filme adapte edilen romanın yazarı james fenimore cooper ile poe?nin aynı dönemde yaşamış olmaları da ilginç...)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home