Çarşamba, Mayıs 10, 2006

Gülpembe Sahnede!

Dün Fatih’in yazdığı Yola Çıkış adlı yazıya bir yorum yazmıştım. Cici Can çizgi romanındaki Huriye tiplemesinin Hoş Memo’nun karısı Gülpembe’den alındığını söylemiştik. Yukarıdaki fotoğraf Hoş Memo’nun (Li’l Abner) Abner on Broadway (Dailies 1956) kitabının kapak fotoğrafı. Kitabın başında Hoş Memo’nun tiyatro uyarlaması hakkında detaylı bir yazı var. Hoş Memo, Türkiye’deki mizahi çizgi romanları derinden etkilemiş bir bant. Şöyle bir iddiada bulunacağım: Ellili yıllarda çizmeye başlayan, çoğunluğu bant-karikatür de yapmış sanatçılarımızı bence Cemal Nadir’den daha çok etkilemiştir Hoş Memo. Bu iddiamın 50 kuşağı karikatüristlerinin kabul etmeyeceğini, Cemal Nadir ile kıyas yapmayı siyaseten reddedeceklerini tahmin ediyorum. Ancak Bedri Koraman, Altan Erbulak ve Oğuz Aral’ın o yıllardaki popüler bantları olan Cici Can, Cafer ile Hürmüz ve Hayk Mammer’ini okuyorum uzun süredir. Bu iddiamı pekiştirecek pek çok benzerlik buluyorum. Cici Can, tartışmaya gerek yok bütünüyle Hoş Memo taklididir zaten. Milliyet’te Abdi İpekçi, Vatan’da yayınlanan Hoş Memo’ya alternatif olacak bir bant istemiştir. Zaten altmışlarda Hoş Memo Milliyet’e geçer. Al Capp, altmışlı yıllarda bağnaz bir Amerikan muhafazakârı olup çıkar. Bizdeki mizahi paradigma 68’ etkisine girerken, Capp de ellilerdeki çizer ilgisini kaybeder.

Birkaç not

+ Ellili yıllarda Amerika’da çizgi romanların tiyatro uyarlamaları yapılıyor, Broadway ilgisi denebilir buna. Nedense çizgi romanların tiyatro uyarlamaları hakkında pek yazılıp çizilmez. Bizde üç kez uyarlanan Abdülcanbaz ve geçtiğimiz günlerde sahnelenen Sizinkiler var. Aşağı yukarı çizgi romanın yayınlandığı her ülkede çeşitli örneklerden söz ediliyor. İtalya’da örnekleri var mı bilmiyorum mesela…(pas attığım aşikar)

+ Resimde soldan sağa Hoş Memo, Boncuk Anne ve Gülpembe yer alıyor.

+ Cici Can, bir ara tam külliyat, pahalı ve büyük boy-ciltli basılacaktı, nedense olmadı.

3 Comments:

Anonymous Adsız yazdý...

Yerli çizerlerdeki Al Capp etkisi yorumuna kesinlikle katılıyorum. Çizerler arası etkileşim dönem dönem değişken de olmuş. Örneğin Oğuz Aral'ın Köstebek Hüsnü'sünde Naar tadı varken Avanak Avni'nin bir dönemi Walt Kelly'nin Pogo'su rafineliğindedir...
Çocukluğumun favorilerinden Doğrucu Davud - Fearless Fosdick'i de keyifle hatırlıyorum. Onun hakkında da birşeyler yazarsan çok sevinirim...

11/5/06 02:05  
Anonymous Adsız yazdý...

2003'te, Radikal'de Kötü Kedi Şerafettin'in bir müzikalinin yapılacağıyla ilgili bir haber çıkmıştı. Hatta, o haberin çıktığı günlerde, Levent abi Türk-İngiliz Kültür Derneği'nde bir konuşma yapmıştı, kendisine bu konuyla ilgili bir soru sorduğumda şaka yaptığımı sanmış, "Şerafettin'i kim oynayacakmış?" diye sormuştu.

Haber Şerafettin'in ağzından aktarılmış:

"Neyse yakında bir müzikal falan olacak. Şafak Sezer yardım edecek bana. Seviyorum keratayı. Bu yıla yetiştirmeye çalışıyorlardı. Ters gelir bana disiplin falan. 'Yavaş olun lan sıkarım ayağınıza' dedim. Bizim de bir sokak hayatımız var de mi! Âlemden kopamam öyle birdenbire. Kostümler falan yapılıyor, sahne tasarlanıyor. Bana fazla bir iş düşmüyor. Gelecek yıl canavar gibi sahneleyeceğiz."

haberin linki:

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=95896

bu arada aynı haberde, yine birkaç yıldır bahsi geçen Şerafettin animasyon filmi hakkında da bir şeyler söylenmiş.

11/5/06 11:37  
Anonymous Adsız yazdý...

Can, o müzikal işi olmadı diye biliyorum. Bülent, Fransızlarla yaptığımız etkinliğe geldiğinde nedenlerini anlatmıştı. Selamlar

11/5/06 17:38  

Yorum Gönder

<< Home