Cumartesi, Mart 22, 2008

Comic legend keeps true to roots

Salı, Mart 18, 2008

Başka Dünyalar Arşivleri-1


DC'nin bildik kahramanlarını farklı dekorlar önüne taşıyarak yeni çeşitlemeler getirmeyi amaçladığı ELSEWORLDS/ BAŞKA DÜNYALAR serisinin ilginç örneklerinden biri olmaya aday JLA: Riddle of the Beast'te, yazar Alan Grant, DC evreninin muhafız taburu olan Adalet Birliği'ni alıp, bu ekibi J.R.R. Tolkien ya da Robert Jordan gibi yazarların yarattığı dünyaların aromasını taşıyan bir tür epik fantezi dünyasına adapte etmiş.

Bu kez Frodo Baggins, Rand'al Thor ya da Luke Skywalker yerine Robin (!) adlı toy bir delikanlı var. Başlangıçta deneyimsiz olan bu çocuk, Joseph Campbell'in kurallarına uygun olarak sonuçta kahraman olarak yükseleceği bir yolculuğa çıkıyor. Bu yol onu Kryptonia, Amazonia ve Gotham Kayalıkları gibi tuhaf diyarlara götürecek, Luthor Rex gibi zalim krallarla karşı karşıya getirecektir. Nihai savaşta ise DC Evreninin emektar zebanisi Etrigan ile ihtişamlı bir savaş, bu "Orta (DC) Dünya(sı)nın" kaderini belirleyecektir.
Kuşkusuz Batman, Superman ve diğer birçok DC ikonu da çeşitli fantazi edebiyatı arketiplerine bürünüp karşımıza çıkacaktır bu macerada.

JLA: Riddle of the Beast, A.B.D. 'de 2003'te yayımlandı.

Pazar, Mart 16, 2008

Mustafa Yavuz

Mutlaka bakın...Şaşırtıcı, özgün ve süpriz...
link

Cumartesi, Mart 15, 2008

Moya lyubov


Moya Iyubov/My Love (Rusya, Aleksandr Petrov) 2008 yılı En İyi Kısa Film, Animasyon Oscar adayı olmuş, yeni seyrettim. Bayıldım, bulursanız kaçırmayın. Farklı bir film seyrettiğinizi daha ilk saniyelerde hissedeceksiniz.

Etiketler:

Deli Gücük

Ozan Küçükusta'dan Deli Gücük yorumu...
link

Çarşamba, Mart 12, 2008

Yeni Bir Sayfa Açmak

Bir süredir site ve blog sayfalarımızı birleştirmek, daha doğrusu yeni bir tasarımla yeni bir site yapmak istiyoruz. Böylelikle çok uzun süredir ilgilenemediğimiz site sayfamıza -dolayısıyla bize dinamizm katacak bir değişiklik yapmış olacağız...En azından böyle umuyoruz...Şimdiden duyuralım istedik

ilüstrasyon için link

speedgon

keşfetmek için link

Salı, Mart 11, 2008

Son Efsane Gırgır ve Murat Kürüz’ün Eksikleri, Gedikleri...


Popülerliği, satış başarısı ve yetiştirdiği mizahçılarıyla kolektif hafızamızda yer etmiş Gırgır dergisi hakkında bir kitap olmaması eksiklik. Gırgır’dan yetişmiş, ekmek/sanat sahibi olmuş pek çok yazar ve çizerin faal olarak ürettikleri-çalıştıkları düşünülürse… Murat Kürüz ilki gerçekleştirmeye niyetlenmiş, eski bir Gırgır çalışanı olarak Son Efsane Gırgır başlığı altında anılarını yazmış.

Son Efsane Gırgır, başarılı bir kitap değil. Baştan ayağa dil yanlışlarıyla dolu, anlatım bozuklukları ve tutarsızlıklar içeriyor. O kadar ki kitapta aynı konu, aynı başlıkla -kısmi değişikliklerle- iki kez anlatılmış (s.105 ve 122). Dahi anlamındaki de/da ya da ki’nin doğru kullanımı bütünüyle tesadüf. Kürüz, yıllarca mizah dergilerinde, gazetelerde çalışmış, yöneticilik yapmış, televizyonlara senaryolar yazmış/yazan biri. Demek ki olabiliyormuş! (...)

link

Etiketler:

Pazartesi, Mart 10, 2008

lebriz

Taner Duran'dan blog sayfası
link

Cumartesi, Mart 08, 2008

Big Little Book

Big Little Book: (Küçümen kitap) Yaklaşık 7.5 cm x 7.5 cm (3 inç x 3 inç) boyutlarındaki ufak, kare biçimli çizgi roman kitaplarına verilen ad. Bu kitapların sol sayfasında metinler, sağ sayfasında ise tam sayfa çizimler bulunur. 1930lu yıllarda boy göstermeye başlamış küçümen kitapların sayfaları, dergi ve gazetelerin baskıdan sonra kesilen fazlalıklarından üretilmiştir. Normalde çöpe gidecek bu sayfaların değerlendirilmesiyle matbaalar maliyeti neredeyse bedavaya getirmiş olur. Küçümen kitaplar bir dönem bant karikatür karakterlerinin tanıtımı için ideal yoldu, zira çizimleri doğrudan kitaba yerleştirmek mümkündü. Ucuz dergi yayıncılığının gelişmesiyle ortaya çıkan ve rağbet gören bu tür, ikinci dünya savaşı sonrasında gördüğü ilgiyi neredeyse tümden kaybetti. Ancak, 1960’lı yıllardan beri, daha çok eskiyi yad etme arzusundaki yayıncılar tarafından, yeniden gün ışığına çıkarılmakta. 1960’lı yıllar sonrasındaki küçümen kitapların sayfaları daha nitelikli olup, en azından renkli baskı gibi özelliklere sahiptir.

Etiketler:

Perşembe, Mart 06, 2008

Persepolis'e Önsöz

(...) Satrapi, Frankofon eğitimi almış, İran’ın kalbur üstü ailelerinden, yıllardır Fransa’da yaşıyor ve hikâyelerini ister istemez Fransız okurunu düşünerek anlatıyor. İran’da otobiyografi geleneğinin olmadığı, otobiyografi yazanların yurt dışında yaşamış ya da yaşayan İranlılar olduğu biliniyor. Persepolis’in zaafı ya da üstünlüğü bu melezlikten çıkıyor. Kitabı bir İran eleştirisi olarak görmek mutlak yanlış ve eksik olur ama çoğu kez öyle okunup işaretlendiği anlaşılıyor. Satrapi, İran’ı sevdiğini, önyargılarla uğraştığını hissettirip, Batılı büyüklenmecilikten duyduğu rahatsızlığı dillendirse de Persepolis, ekseriyetle İslamcı radikalizmi hikâyeleştiren bir anlatı olarak okundu, okunuyor. Ortalama okurun beğenisi aktüel ilgi ve endişelerden beslenir, özellikle politika söz konusu olduğunda okuduğu kitabı yaşadığı zamana ve kültürüne benzetmeye meyillidir. Şüphesiz Persepolis, İslamcı radikalizmden endişelenen herkesin ilgisini çekebilir türden “vesika”. Ama Satrapi’nin pek çok konuşmasında yinelediği gibi Persepolis’i İran ve İslamcı radikalizm eleştirisine indirgemek haksızlık olur. Çünkü sadece bu değil! (...)

Persepolis'in İkinci Baskısına Önsöz (Minima Yayıncılık, Şubat 2008, Levent Cantek'in Önsözünden alıntı)

Etiketler:

Salı, Mart 04, 2008

Anime

çıktı...Susan Napier (Çev. Murat Başekim)
link

Pazar, Mart 02, 2008

Corben Anlatıyor...

Karakterlerim entelektüel değiller. Bir olayı çözdükleri zaman bu çözümü düşünerek yapmazlar, bazı eylemleri gerçekleştirerek yaparlar.Bazen duygularını gizlemeyen insanlara hayranlık duyuyorum. Canımın birini öldürmeyi çektiği zamanlarda, öfkem yavaş yavaş büyüdüğünde, tüm gece ayakta kalıyorum ve New York’a gidip o kişiyi nasıl öldürebileceğimin ve paçayı sıyırarak nasıl döneceğimin planlarını yapıyorum. Kendimi, olay anında başka yerlerde olduğumu ispatlayacak düşüncelere dalmış buluyorum.

Etiketler: