Vatansız ve Efendisiz

Etiketler: 101 Yorum
Aksoy Yayıncılıktan çıkmış Bir Yalancıyla Birkaç Gün (Egoist Dizisi, 1999) sanıyorum Türkiye’de az satmış çizgi romanlardan biridir. Etienne Davodeau’nun (d.1965) çalışması ülkemizdeki mevcut çizgi roman anlayışından oldukça farklı bir hikâye içeriyor. Her şeyden önce Bir Yalancıyla Birkaç Gün serüven, gerilim ya da aksiyon üzerine kurulu değil. Üniversiteyi birlikte okumuş, otuzlu yaşlarındaki beş arkadaş kısa bir tatil için bir dağ evinde bir araya geliyorlar. Hep bir serüven, gerilim ya da travmatik bir çözülme beklendiği için hikâye de o gözle okunuyor. Travmatik olmasa bile bir tür psikolojik kriz yaşanıyor, ama birbirlerini seven arkadaşlar bu durumu aşıyorlar. Davodeau iyimser yaklaşıyor kahramanlarına, sapmalara bir karakter sorunu demiyor; hayatın ve rekabetçi dünyanın yarattığı baskı olarak görüyor, yaşanan duygusal patlamaları. Arkadaşların kendi aralarındaki eğlenceleri, birbirlerine takılmaları ve aileleriyle yaptıkları uzun telefon konuşmaları hikâyeyi okunur kılıyor. Davodeau kendini okutan bir gerilim de yaratıyor. Uzun süre dedektiflik serileri de yapmış olması bunun göstergesi olsa gerek.
Etiketler: 101 Yorum
[Bir çalışmayı] hissedebilmelisiniz ve onunla rahat olabilmelisiniz. Sınıfta her zaman size ifade etmeye çalıştığım gibi hareketi “hissedin”. Gerekirse canlandırın. Çizgi roman çizebilmek için bir yönetmen kadar bir aktör de olmanız gerek; öyleyse yapın! Gerçekten hissedebilirseniz, iş çok daha kolay olacaktır. Sizin için sürpriz olacak ama bu his bitmiş çiziminizde karşınıza çıkacak.
Etiketler: essex county, jeff lemire, top shelf
Sinema da edebiyat da benim için hem önemli bir beslenme kaynağı hem de büyük bir okuldur. Yazılan her tür hikâye aslında yazarının içinden gelir, kaçınılmaz olarak yaşadığı hayatın tecrübelerinden kaynaklanır. Ama hayat tecrübeleri içinde sadece yazarın yaşadığı gerçek olaylar değil aynı zamanda hayali olaylar da yer alır. Gerçeklik vehmi yaratılmış bir gerçeklik varsa eğer; roman kahramanları , film karakterleri gibi gerçek olmayan kişileri gerçek hayatta karşılaştığımız kişilerden daha çok kendimize yakın bulabiliriz demek istiyorum. Dahası hata yapmaktan korkmayarak şunu iddia edebilirim ki; gerçek bir karaktere dönüşen pek çok tipleme biliyorum. İnanıyorum ki sinema ve edebiyat, çizgi roman yapmak isteyen insanlar için teknik açıdan da çok önemli iki medium. En azından benim için öyleler . Kendi fikrimi söyleyecek olursam- biraz provokatif bir düşünce olsa da buna inanıyorum - bunu çizgi roman okullarında beni nadiren davet ettikleri toplantılarda sıklıkla ifade ettim-. Öğrencilere Billy Wilder’ı tanıyıp tanımadıklarını sorarım. Genelde cevap “hayır”dır, ben de eklerim “o zaman çizgi roman yapamazsınız”. Bana göre birisi Billy Wilder’ı tanımıyorsa çizgi roman yapamaz. Bence bu gerçekten doğru. En azından çoğu Billy Wilder’ı kişi olarak tanımıyorsa bile, içlerinden bazıları birkaç filmini izlemiştir. Ama hiç kimse Billy Wilder filmi izlememişse bence bu insanların hikâye anlatabilme ihtimalleri söz konusu değildir, çizgi romanda, sinemada ya da edebiyatta.
Etiketler: Sinema ve çizgi roman
Etiketler: Mad
Karakterlerin böyle betimlenmesinde yanlış bir şey yok elbet. Fakat Daredevil da, Nightcrawler da dış görünüşlerini yalanlamak istercesine, çoğu Marvel kahramanının "tatlısu protestanı" olduğu bir evrende koyu birer katolik olarak betimleniyorlar. Nightcrawler'ın rahip olma arzuları ya da Born Again'de yaralı Daredevil'ın kiliseye sığınması okuyucuya "Neden başkaları değil de bu iki karakter?" diye sorduruyor.
Üçüncü filminde de izlediğimiz ve kaynağı seksenlerin meşhur sayıları olan Örümcek Adam'ın "siyah kostüm" macerasının metninde ise başka türlü bir Hıristiyanlık perspektifi gömülü. Hatırlanacağı üzere siyah kostümün etkisine giren "mazbut" Peter Parker'ın güçleri, karakteri, düşmanlarına gösterdiği merhamet ve hatta cinsel cazibesi bile büyük ölçüde değişiyordu. Parker eski Parkerlıktan çıkıp "Örümcek Adam ile bağdaştırılamayacak fiiller" yapıyordu.
Ancak mahşeri bir gecede bir KİLİSEye sığınarak, çanların arındırıcı çınlamasının etkisiyle kötülükten kurtuluyor, ruhundaki karanlık üzerinden akıp gidiyor (ve aşağıda bekleyen zavallı Eddie Brock'un üzerine yapışıyor.)