Cuma, Şubat 20, 2009

Tek Başına Bir Ordu: Deli Balta

Epeyce bir zaman önce çizerliği bırakarak köşe yazarlığına başlayan Gürbüz Azak’ın onbeş yılı aşkın bir süre önce Türkiye Çocuk dergisinde yayınlanan Deli Balta çizgi romanı Babıâli Yayıncılık tarafından kitaplaştırıldı. Dizi olarak sürdürüleceği anlaşılan Deli Balta’nın ilk kitabı en uzunu 56 sayfa olan on bir hikâyeden oluşuyor. Hikâyelerden biri kitaba isim de olmuş. Yayınlandığı mecraya uygun olarak Deli Balta oldukça çocuksu özellikler taşıyor. Çocuksu derken örneğin Tommiks de çocukları düşünerek hazırlanmıştır; Deli Balta’daki çocuksu yön ise benzer bir nitelikte değil. Epik özellikler içeriyor, hamaset senaryonun önüne geçiyor. Gürbüz Azak’ın köşe yazarlığı da hesap edilerek belki şu söylenebilir: Deli Balta her ne kadar bir çocuk dergisinde yayınlansa da çocuklar için düşünülmüş bir çizgi roman değil. Azak’ın siyasi duruşu çizgi romanda var olan eğlence, sürükleyicilik ya da senaryo derinliğinden daha önemli bir hale gelmiş çünkü. Çocuklara ders vermek, yol göstermek arzusu yok değil ama bu çocukları düşünerek yapılmamış, çocuklara ders verdiği-yol gösterdiği düşünülsün diye yapılmış sanki. Örneğin albümdeki hikâyelerde tek bir çocuk tiplemesine yer verilmemiş. Bu gerçekten ilginç olan tercihin baştan tasarlandığını sanmıyorum, toplamda böyle bir sonuç çıkmış. Akla şu geliyor Azak için çocuklar hikâyenin ciddiyetini sarsıyor olabilir mi? Benzer bir soru kadınlar için de sorulabilir. Kadın da yok çünkü hikâyelerde.

Deli Balta’nın “tarih” ve “ciddiyet” gibi bir iddiası var ama hem tarih dışı olacak kadar epik bir anlatımı var hem de çocuk ve kadınları yok sayarak, hamasi diyaloglar kullanarak bir ciddiyet kurmayı tercih ediyor. Bir başka deyişle ne çocuklara ne de büyüklere hitap edebiliyor. Gürbüz Azak’ın çiniyi kullanırken gösterdiği özene karşın deseni iyi değil. Senaryo ya da diyaloglarla ilgisiz biçimde kollarını havaya-iki yana açmış tiplemeler görüyoruz. Bağırma dışında tiplemelerin yüz ifadesi yok gibi, Azak, mimiklerle ilgilenmiyor. Deli Balta’yı bir yamaçta, bir uçurumun kenarında ya da kayalıkların üzerinde –arkada mutlaka bir ay kullanarak- çizmeyi çok seviyor. Her çizerin tekrarladığı, özgünlüğüne de işaret eden klişe sahneleri, kare içi düzenlemeleri olabilir. Oysa Azak bunu o kadar göze batacak kadar tekrarlıyor ki kendine özgü çinisini unutturacak türden bir zafiyet yaratıyor. Örneğin karenin sağ tarafında birisini çizmesi gerektiğinde profilden (enseden keserek) bir erkek çiziyor, onun hemen gerisinde bir tane daha... Bir baş çiziminden birdenbire tiplemelerin çöpten adam gibi göründükleri bir uzak çizime geçilebiliyor vs Ya hızlı çizmekten ya da çizdiğini çok beğenmekten birbirinin aynısı kareler ve sayfalar çıkıyor karşımıza. Deli Balta, Türkiye Gazetesinin desteğiyle film oldu, radyofonik oyunları kaset olarak kupon karşılığı verildi vs... Bu destek olmadan -ticari olarak- var olabilmesi çok zor bir yayındı, bugünkü varlığı hâlâ o desteğin izini taşıyor.

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home