Salı, Ocak 19, 2010

İmaj-Yazı

Çizgi romanın temeli iki farklı yoldan takip edilebilir. Bunlardan biri, pek çok kaynakta çizgi romanın mağara resimleri ve mısır hiyeroglifleriyle ilişkilendirildiği imaj-merkezli bir yoldur. Bazı kaynaklar çizgi romanı Afrika tahta oymaları, Asya porselen grafik işleri ve halı, cam ve binalar üzerindeki grafiklerle ilişkilendirir. Bu açıdan bakıldığında çizgi roman bir anlatıyı iletmek amacıyla çizilmiş ve bir sıraya dizilmiş imaj alanlarıdır. Yazı, keşfedildikten sonra ve anlatılan hikâye karmaşıklaştıkça, bir anlatı elemanı olarak imaja eklenmiştir. Çizgi romanın bu görsel temelinde, önemli bir anlatısal özellik ortaya çıkar. Sadece imaj alanları olarak bile, anlatının ardışık bir yapısı vardır ve bu yapı aslında yazıya ait bir anlatım özelliğidir. Bu nedenle yazının, hikâyenin anlatımına katılmasının nedenini ve sürecini anlamak zor değildir. Çizgi romanın temeli yazı-merkezli bir yoldan da incelenebilir. Bu açıdan çizgi romanın temeli çok eski zamanlara dayanmaz. Yalnız yazının kullanıldığı bazı kitaplarda zamanla, yazı alanının içinde görsel malzeme kullanılmaya başlanır. İmajın bu şekilde kullanımının ilk örnekleri başarısız veya başka bir deyişle zayıftır; yazı ve imaj arasındaki ilişki iyi kurulmaz. Tüm hikâye yazı yoluyla anlatılır ve imaj, belli bir anlatısal değeri olmaksızın sayfaya uygulanır, yapıştırılır. Daha sonra, bu tip işler üzerine çalışmaların artmasıyla, yazı ve imaj arasındaki ilişki çok daha iyi ve belirli bir şekilde kurgulanmaya başlanır. Zamanla imaj da hikâyenin anlatımında önemli bir rol oynamaya başlar ve hikâye, yazı ve imaj arasında paylaşılır. Burada da yazı anlatımının ardışık karakteri imaj anlatımına uygulanır. İmajın içinde bulunduğu çerçeve ardışık anlatımın temel birimi haline gelir ve zamanla yazı da bu çerçevenin içine taşınır. [Simge Göksoy'un "Çizgi Kare, Çizgi Bant, Çizgi Roman Çerçevesinde Yazı–İmaj İlişkisi" başlıklı yazsından bölüm, Serüven 4]

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home