“Adım Anneli Furmark, 60'lı yıllarda Luleaa'nin Gammelstad kasabasında doğdum. Resim eğitimi aldım. İşim ressamlık aslında.” Anne ve babası ayrılınca o da Yunanistan'a güzel sanatlar okumaya gitmiş ve dönünce de çizgi romana merak salmış. “Resim sergileri açıyor olsam da en çok çizgi roman üretiyorum. Kendimi bildim bileli çizgi roman okurum. Evde yüzlerce çizgi romanım var. Tenten'in maceralarını ezbere bilirim. Asteriks ve Red Kid'i de severim. Beni etkileyen çizer Mumintrol’un (bizdeki adıyla Mumin) yaratıcısı Tove Jansson'dur. İngilizce dergilerde de yayınlanan eski hikâyelerine bayılırım onun. 80'li yıllarda Galago adlı çizgi roman dergisini okumaya başladım. Büyükler için çizgi roman üretiliyordu orada. 16 yaşındaydım ilk çizgilerimi orada yayınladım. Sonra kitap da oldu orda çizdiklerim. Devamı da geldi. Çizgi romanda her şey anlatılır gibi geliyor bana. Hatta bazı şeyler var ki, yalnızca çizgi romana uyuyor. Çoğu insan çizgi romanın eğlendirici, hafif olması gerektiğini savunur; bana göre biraz rahatsız etmesinde yarar var,'' diyen Anneli'nin dergide çizdiklerinden oluşturduğu kitabı 2002'de basıldı ve halen ilgi ile okunuyor. Daha sonra çıkardığı kitabı “Labirentler ve öteki çizgi romanlar” (2002) ile başka bir zamanı anlatır bize Anneli. O anlattığı zamanda da aileler ayrılır, ama bu ayrılmalar çocukları etkilemez. Orada 7 yaşındaki çocuklar tek başlarına yaşayabilmektedir. Orada istiyorsa sanatçı olmak isteyen kızlar Yunanistan'a gidebilir sorun olmadan. Asıl amaçları rasgele maceraya atılmaksa bunu gizlemezler. Kimse bir yerlere gitti diye gençleri yadırgamaz, yargılamaz. Ancak kaygılananlar haklıdır da. Gidilen yerde hep savaş vardır. Ve bu savaş aslında hep başkalarının savaşıdır. Sonraki kitabı “Amatörlerin Gecesinde” 2004'te Finlandiya'da ödül kazanan kısa çizgi romanlarını toplar. Bu çizgi romanların ana özelliği karar vermekte zorlanan işler yapan insanların anlatılmasıdır. Bunlar amatör insanlardır. Kitabın adı da bu yüzden onlara yapılan bir göndermedir. Kendileri için neyin iyi olduğu konusunda pek emin değildir amatör insanlar, Anne Furmark'a göre. Bir amatör, seven insandır; idealisttir ama düşündüğü gibi yaşamayı da beceremeyendir, bir yandan bir işe içi yanar ama o yandığına da yoğunlaşmaz aynı zamanda. [Firuz Kutal’ın Kuzey Işıkları 2 yazısından, yeni Serüven 1]
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home