Perşembe, Mart 31, 2011
Çarşamba, Mart 30, 2011
Pazartesi, Mart 28, 2011
Pazar, Mart 27, 2011
Siyah Beyaz Bir Kanun Koyucu
(...) Teks ve arkadaşları, her hikâyenin başında, bir kasabaya, kaleye ya da şehre görevli olarak davet edilirler; çağrıldıkları bölgede ya da tesadüfen bir yerden geçerken bir suç şebekesiyle karşılaşırlar. Teks hikâyelerindeki “suç” hakkında okuyucu, daima Teks’ten daha fazlasını bilir. Teks evreninde “gizem” yoktur, okur resmedilenlerle “evreni” kolaylıkla anlayabilme imkânına sahiptir. Tahripkâr ve habis kötüleri Teks’ten çok daha evvel okuyucu görür. Görür görmez de tanır. Okur, entrikadan haberdardır. Teks’in işin içinden nasıl sıyrıldığını izler. Entrika demişken, aşk ve sevda gerekçeli bir çatışmaya rastlanmaz bu evrende, senarist Bonelli işin ciddiyetini bozduğunu düşünüyor olmalı ki kadınları nadiren katar anlatılarına, erkekler arasında geçer her ne oluyorsa. Kötü adamların suçları rastlantısal olarak değil, polisiye bir çıkarsama (!) sonucu ortaya çıkar. Gelişigüzel açığa çıkan “suç ve suçlular” kesinlikle ikinci dereceden kötülerdir ve büyük kötüye giden yolu kolaylaştırırlar. Kötünün mağlubiyetiyle sonuçlanan serüven süreci ölüm ve öldürme olmadan yaşanmaz, aksiyon olmadan Teks de olmaz.Yazının tamamı için link
Perşembe, Mart 24, 2011
Çarşamba, Mart 23, 2011
Salı, Mart 22, 2011
Pazartesi, Mart 21, 2011
Berlin, Kirli Şehir
(...) Jason Lutesin (dog.1967) ilk kez 2000 yilinda yayinlanan unlu grafik romani Berlin gectigimiz aylarda Turkcede de neşredildi. Lutesin Berlini, tam da o gunleri anlatiyor, bizde Taş Şehir (City of Stones, Marmara Cizgi) adiyla yayinlanan ilk kitabin, 2008 yilinda City of Smoke adiyla devami da cikti. Uclemenin son kitabi henuz Amerikada da yayinlanmadigi icin hikâyenin 1928-30 yillari arasinda gectigi soylenebilir. Yazarinin aciklamalarina gore dizinin, 1933 Secimleriyle, Weimar doneminin cokuşuyle bitmesi planlaniyor. Berlinde biri pasifist orta yaşli gazeteciyle digeri guzel sanatlar ogrencisi genc bir kadinin ilişkileri temel alinarak cok karakterli-hikâyeli bir şehir panoramasi ciziliyor. Şehir hikâyeleri genellikle siyasi ve sosyo-kulturel olarak calkantili bir doneme odaklanirlar. Kozmopolit olmalari, catişmaci iklimleri, siyasi ve entelektuel deveranlari, sinifsal yarilmalari, luks semtlerin yaninda aclik sinirinda yaşayan teneke mahalleriyle buyuk şehirler, daima edebiyatin ilgisini cekmişlerdir. Dostoyevskinin St.Petersburgu, Hugonun Parisi, Dickensin Londrasi edebiyatla ilgilenen herkesin aklina hemen gelecektir. Şehirlere bir insanmişcasina karakter ozellikleri atfetmek, onlari yaşli bir kadina, bir fahişeye, mutsuz ve nobran bir memura benzetmek edebiyat soz konusu oldugunda pek de mantiksiz bulunmaz.
Yazinin tamamini okumak icin link
Etiketler: 101 Yorum
Pazar, Mart 20, 2011
Cumartesi, Mart 19, 2011
Cuma, Mart 18, 2011
Perşembe, Mart 17, 2011
Çarşamba, Mart 16, 2011
Pazartesi, Mart 14, 2011
Cumartesi, Mart 12, 2011
Cuma, Mart 11, 2011
Muhalefet ve Hoşgörü Miti
(..) Mizah dergilerinin sol muhalifliği ve buna dair iddiaların birkaç dayanağı var. Her şeyden önce 1950’den bu yana Türkiye’yi sağ partiler yönetiyor. Onlara yönelik hükümet ve icraat eleştirileri, sol olarak nitelenmelerini epeyce kolaylaştırmıştır. Karikatür ve mizahla ilgili tarihyazımları İttihatçı-CHP ekseninde kurgulandığından bu iddia biteviye pekiştirilmektedir. Menderes’in karikatür sevmezliği iddiasıyla tarih yazımına girilmesi, 1923-1950 arasının kısaca geçiştirmesi ve mücadele eksenlerinin miladını DP ile başlatılması haliyle abartılıdır ve eksenin kendisi gibi neredeyse hiç tartışılmamaktadır. Buna göre Cemal Nadir liberterdir; Markopaşa polis-MAH tarafından ele geçirilip susturulmuştur, DP döneminde karikatüristler baskı altında hiç bir şey çizemez olmuşlardır vs. Haliyle bunların hiçbirisi tam olarak doğru değil. Mizahı, DP-CHP ihtilafında değerlendirmek, savunma ve suçlamalar yapmak, sağ partileri eleştirmeyi solculuk sanmak kadar kolaycılık. Mizah dergilerine bu yönden bakmaya kalkarsak, savcılar, cezalar ve hoşgörü eksenine takılıp kalan tekyönlü-kadükleşmiş bir tarihyazımına kapılmış oluruz.Yazının tamamını okumak için link
Blogspot adreslerine ilişkin erişim engelini aşmak için link
Etiketler: mizah dergileri
Perşembe, Mart 10, 2011
Çoğunluk Değerleri
(...) Değişiklikleri belirleyen asıl olarak otorite. Modern devlet, hem istemediklerine gülünmesini yasaklar hem de kimlere gülüneceğini de işaret eder. Her şeye gülemezsiniz. 1946 yılına kadar başbakanlar, 1950’ye kadar cumhurbaşkanları eleştirilemiyorlar. Mizahçılar, böyle bir ayrımın içinde mağdur da olurlar mağrur da. Otoriteden yana olduğu için mağrur bir kahraman gibi kendini sunan çok mizahçı var tek parti döneminde. Menderes’in karikatür karşıtı ya da karikatürist sevmez olduğuna dair bir klişe var ben bunu çok anlayamıyorum, örneğin. Gerçekten sert ve tahkir edici yayınlar yapılmış, izin vermiş buna, bu çok açık. Şunu demek istiyorum, eleştirel olan her şeyin bekasını otorite belirliyor. 27 Mayıs olmasa Menderes karikatürcü düşmanı sayılacak mıydı çok emin değilim. Bugün belirlenen kıstasların dışına çıkarsanız sadece marjinalize edilmezsiniz popüler de olamazsanız, çünkü cumhuriyet, mizahın beslendiği çoğunluk değerlerini oluşturdu artık.Yazının tamamı için link
Blogspot adreslerine ilişkin erişim engelini aşmak için link
Etiketler: mizah dergileri
Çarşamba, Mart 09, 2011
Salı, Mart 08, 2011
Patetik Bir Kahraman
(...) Çizer Rosinski ile senarist Van Hamme’ın ortak çalışması Thorgal, istisna olarak devamlılık gösteren bir albüm dizisi. Çizgi Düşler sahaf yayınevinin yayınladığı dizi, orijinalinden farklı biçimde daha küçük boy ve üç albüm bir arada çıkıyor. Thorgal, öncelikle tarihi bir çizgi roman. Diğer yandan İskandinav mesellerinden beslenen fantastik bir boyutu olduğu gibi bilim kurgu öğelerine de başvuruluyor. Tipik bir erkek kahraman gibi görünse de Thorgal, dış dünyayla ilgisi olan tuhaf bir geçmişe sahip. Vikingler arasında bir “yabancı” olduğunu biliyor, ona bunu hissettiren sayısız olayla karşılaşıyor. Yalnızlığı öğreniyor, dışlandığı için etrafındaki gelişmelere karşı duyarlı “büyüyor”. Karısı ve oğluyla beraber uzak bir adaya yerleşmek istemesi, kaçma arzusundan kaynaklanıyor. Mutlu olabilmek için insanlardan uzaklaşması gerektiğine inanıyor, elbette her defasında yeni sorunlarla karşılaşıyor. Geçmişi, iyilik ve kötülükle ilgili hesaplaşmaları, sorumlulukları, yanılgıları ve sürekli karşısına çıkan gerçek kimliği hikâyelerin temel eksenini oluşturuyor.Yazının tamamı için link
Blogspot erişimini yapılan engellemeyi çözmek için link
Etiketler: 101 Yorum
Pazartesi, Mart 07, 2011
Pazar, Mart 06, 2011
Savaş Başlarsa Yasa Susar
(...) Berardi-Milazzo ikilisinin ortak çalışmaları, özellikle Ken Parker, kapak, format ve sunum itibarıyla ticari çizgi romanların tipik bir örneğidir. Ama anlattıkları hikâye, bu ticari sınırları zorlayan, çizgi roman olamayacak kadar norm dışı duran meseleler içerir. Hikâyeler sinematografiktir, edebiyata yakın duran temalar kullanılır. Asıl maharetleri insanın içine işleyen, vicdani itirazlarla yüklü dokunaklı mesajlarındadır. Görünürdeki ticari kıstaslara rağmen bilinçli bir kaçamak yapmaktadırlar. Filipin’de Bir Adam da bunun tipik bir örneği. Çalışma son sayfada atılan imzaya göre 1979 tarihli olmalı. Kapağın eskiliğini ayrıca açıklayabilir bu tarih.Albümün üretildiği yıllarda emperyal-sömürge dönemine yönelik eleştirelliğin yaygınlaştığı, siyasi atmosferin çizgi romanları da etkilediğini söylemek mümkün. Berardi, bu tür politik ihtilaflara oldukça duyarlı bir yazardır.Yazının tamamı için link
blogspot adreslerine ilişkin çözüm için link
Etiketler: 101 Yorum
Bloguma Dokunma!
Üç ay evvel koloni'nin başına gelenler bu kez bütün blogspot kullanıcılarının başına geldi. Blogspot uzantılı bütün bloglar Digitürk şikayetiyle erişime engellendi. Blogspot adresleri üzerinden yasal olmayan biçimde yayın yapan blogspot kullanıcıları bahane edilerek bütün adreslere giriş engellendi. Bir hırsızlık yüzünden sokaktaki herkese evinizi gidemezsiniz ya da sokağa çıkamazsınız ne demekse uygulama da bu anlama geliyor. Ne yazık ki ilk kez de yapılmıyor. Adaletten, vicdandan ve cezadan ne anladığımızı gösteren, uygulamalara bakıldığında ne ilk ne de son olacak olan bir saçma uygulamayla daha karşı karşıyayız.Etiketler: duyurulur































