Pazar, Mart 27, 2011

Siyah Beyaz Bir Kanun Koyucu

(...) Teks ve arkadaşları, her hikâyenin başında, bir kasabaya, kaleye ya da şehre görevli olarak davet edilirler; çağrıldıkları bölgede ya da tesadüfen bir yerden geçerken bir suç şebekesiyle karşılaşırlar. Teks hikâyelerindeki “suç” hakkında okuyucu, daima Teks’ten daha fazlasını bilir. Teks evreninde “gizem” yoktur, okur resmedilenlerle “evreni” kolaylıkla anlayabilme imkânına sahiptir. Tahripkâr ve habis kötüleri Teks’ten çok daha evvel okuyucu görür. Görür görmez de tanır. Okur, entrikadan haberdardır. Teks’in işin içinden nasıl sıyrıldığını izler. Entrika demişken, aşk ve sevda gerekçeli bir çatışmaya rastlanmaz bu evrende, senarist Bonelli işin ciddiyetini bozduğunu düşünüyor olmalı ki kadınları nadiren katar anlatılarına, erkekler arasında geçer her ne oluyorsa. Kötü adamların suçları rastlantısal olarak değil, polisiye bir çıkarsama (!) sonucu ortaya çıkar. Gelişigüzel açığa çıkan “suç ve suçlular” kesinlikle ikinci dereceden kötülerdir ve büyük kötüye giden yolu kolaylaştırırlar. Kötünün mağlubiyetiyle sonuçlanan serüven süreci ölüm ve öldürme olmadan yaşanmaz, aksiyon olmadan Teks de olmaz.

Yazının tamamı için link


0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home