Sağolasın Ambrose Bierce Hikâyeleri!! (25)
“Nereden geliyorsun hanım kızım” diye sordu Nasreddin Hoca bir yandan da genç kadının üzerindeki mayoya çatık kaşlarla bakarak.
“İstanbul’dan” diye yanıtladı Vampirella. Ruhu sıkılmıştı, başının döndüğünü hissetti, zorlukla yutkundu.
“Üzülme kızım” diye onu avuttu Hoca. “Artık sonsuzluktasın, bütün günahlarını unutursun”
“Hepsi bu değil efendim” dedi Vampirella. Ayakta duramıyor gibiydi “Kan emdim, erkekleri kandırdım...”
Vampirella itiraflarını sürdürecekti ama Hoca birden sertleşip “bir dakika” diyerek sözünü kesti. “Burnuma kötü bir koku geliyor. Yoksa sen Tehlikeli Çizgi Romanların Tekinsiz Kadınları Derneğine üye miydin?”
Vampirella toparlanarak “Hayır değildim” diye cevapladı dürüstçe.
Bir an tatlı bir müzik, kuş ve su sesleri yükseliverdi. Nasreddin Hoca, şeker gülümseyişiyle yana çekilip “öyleyse geç kızım, ebedi istirahata buyur, huzurla dolacaksın ve bunları hatırlamayacaksın”.
Vampirella kımıldamadı.
“Ben...erkekleri zehirledim, bir çoğunu öldürdüm”
Hoca, elini önemsiz bir şeyi işaret eder gibi sallayarak “hiç birinin önemi yok. Bu derneğe üye olmayan her kadına hoşgörü göstereceğiz. Epey zaman önce böyle bir karar aldık. Hatta müessesemizin bir hediyesi olarak sana bir melek kanadı veriyorum”. Nasreddin Hoca, genç kadının omuzlarını pış pışlayarak “şimdi farkında değilsin ama çok işine yarayacak bu kanatlar”
Vampirella kanatlarına baktı ve daha üzgün bir sesle “üyelik için başvurmuştum” dedi başını daha da eğerek “ama kabul etmediler”
“Öyle mi?” dedi Hoca “o zaman sana bir de arp verelim. Senden güzel şarkılar dinleyeceğimize eminim”.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home