Salı, Haziran 26, 2007

Stalin vs Hitler

Pazartesi, Haziran 25, 2007

Teksas vs Dallas

Doksanlı yılların hemen başında yayımlanan bir Zülfü Livaneli yazısı.

Etiketler:

Pazar, Haziran 24, 2007

Maymun: Batıya Yolculuk



Manchester Festivali'ne gitmeyi düşünenler el kaldırsın: Gorillaz size "Monkey: Journey To The West " operası için bilet kazanma fırsatı sunuyor. 28 Haziran - 7 Temmuz tarihleri arasında devam edecek festivalden önce 27 Haziran'da bir ön gösterim yapılacak. Bu gösteriyi izleyecek bir çift biletin şanslı sahibi aynı zamanda otelde bir gece ve Virgin Tren Yolları'yla Manchester'a bir çift birinci sınıf tren bileti kazanacak. İşte tam buradan.

"Monkey: Journey to the West" isimli Çin romanını bir operaya dönüştürme projesi Fransız Théâtre du Châtelet'nin, Damon Albarn'ın kapısını çalmasıyla dünyanın ilgi odağı oldu. 16.yy. Çin fablının yanısıra 70lerin Japon TV şovuna da dayanan proje, bir sokak şempanzesinin, aydınlanmış bir kahramana dönüşmesini anlatıyor. Projenin uluslararası sanatçı ekibi, sirk akrobatları ve dövüş sanatları ustalarının eşlik ettiği orkestra, Henry Fillmore'un 1929'da icat ettiği ve Albarn'ın trafikte kilitli kaldığı bir anda geliştirdiği, klaksofon isimli bir enstrümanla çalışıyor. Tamamı Mandarin dilinde olan eserin, ünlü Cirque du Soleil ve Troy McClure's Stop the Planet of the Apes'i arasında olması bekleniyormuş. WIRED müzik dergisine göre, grup, Uluslararası Manchester Festivali'nde 10 şovluk bir açılışın ardından, bir yıllığına dünyayı dolaşacak olmasına rağmen henüz etkinlik şehirleri belli değilmiş.

Bu Çin klasiğinden ilk etkilenen de elbette bu proje değil, hafif de olsa bir etkiyi yakından tanıdığımız Japon manga ve anime serisi Dragon Ball'da görmek mümkün. Şu an bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de, yayınlanmasının ardından internete koyulduğu gece indirmeye başlayıp uykuya dalan bir hayran kitlesinin bulunduğu Naruto'nun Temari karakteri, efsanedeki Prenses Iron Fan'a dayanıyormuş. Efsanedeki Sun Wukong'a benzeyen Enma ise, yeniden canlanmış bir maymun, rúyì-jīngū-bàng'ın boyutlarını istediği gibi değiştirmesine benzer bir şekilde, o da eşyaya dönüşebiliyor. Starzinger gibi bilim kurgu, Monkey Typhoon gibi fütüristik steampunk çeşitlemeleri olduğu gibi, karakterlerini anime'nin babası ve Japonya'nın Walt Disney'i olarak adlandırılan, Astro-Boy'un yaratıcısı efsanevi Osamu Tezuka'nın çizdiği, Toei Animation'un ilk çevirdiği ilk anime Alakazam the Great de hikayenin ilk kısmına dayanıyor.

Maymun'u Türk festivallerinde de görmek dileğiyle.

Etiketler: ,

Cuma, Haziran 22, 2007

Uggianaqtuq ya da Şu Aralar Havalar Ne Acayip!



Bir tarafta kendi kendine yeten evler üreterek karbon emisyonunu sıfıra indiren bireyler diğer tarafta organik adı altında traş edilen ormanlardan sağlanan yatakları, küresel ısınma önlemi olarak klimayı öneren şirketler, çevrenin dengeleri endişe verici bir biçimde bozulurken, bize düşense, ne kadar vicdan rahatsızlığı gibi yan etkileri olsa da başta inkar etmeyi bırakmak, ardından elimizden ne geliyorsa yapmak, işe yaramayacağını bilsek bile.

Aynı zamanda bir çevre aktivisti de olan karikatürist Kate Evans son on iki yıldır politik bir etki yaratmak için kalemiyle yaşıyor.  Bir önceki çalışması "Copse: Ağaç Protestosu", İngiltere'deki bir protesto amaçlı yol eylemini çizgilerle anlatırken, şu sıralardaki projelerinden "Toplu Katliam" Irak'taki Amerikan müdahalesini, "Sevgi Gıdası: Bebeğinizi Emzirmek", bebek besleme hakkındaki tecrübelerini, "İçeride Aslında Neler Oluyor?" doğurganlık bilincini, "Büyük Birader" ise binlerce kamerayla izlenen Britanya'da yurttaş haklarını anlatıyor. Son kitabı "Acayip Havalar", İngiltere'de Myriad Editions'dan piyasaya çıktı, Türkiye'de ise Metis Yayıncılık'tan Açık Radyo Kitapları serisi dahilinde Özlem Dalkıran tarafından çevrildi, Açık Radyo yöneticisi Ömer Madra ve gazeteci, aktivist, yazar ve öğretim üyesi George Manbiot önsözlerini yazdı.

2006'da yazılmış bu tarihin ilk küresel ısınma "çizgi romanı", sorunun ne kadar ciddi durumda olduğunu -ve kitabın yazılmasının ardından geçen zamanda ne kadar daha kötüleşmiş olabileceğini- artistik bir macerayla ve çizerin kendine has gelişmiş mizah gücüyle birleştirerek gösteriyor. "İklim değişikliği hakkında bilmek istemediğiniz ama muhtemelen öğrenmek zorunda olduğunuz her şeyi", çekici çizgileri ve ulaşılabilir diliyle, basit ve hareketli bir şekilde yüzümüze vuruyor.

Kitabın büyük bir kısmı bilimsel dipnotlara dayalı korkunç gerçeklere dayandığı için kitabı tanıtmak için kullanılan "eğlenceli" tabirine katılamayacağım, yine de çizgi roman formatının dahice olduğu çok açık. Bu şekilde ulaştığı kitleyi de kesinlikle üstünlük taslamayan ama bilime dayanarak inanmamız istenen "beyaz yalanları" alteden diliyle kolayca kavrıyor.

Okuyucunun kolayca kopacağı bir "sayıları sıralayarak akıl karıştırma" hatasına düşmeden, "şirketin kårı" kavramını kişileştiriyor ve ana karakterimiz olan genç adamı onunla tartıştırarak, onun "hepimizi kızartma haline getirecek bir deli" olduğu sonucuna vardığını anlatıyor. Aslına bakılırsa kitap, Açık Gazete'nin 10 küsür yıldır yaptığı kıyamet tellallığını o kadar rahat ve çekici bir şekilde sunmuş ki, duyarlı okuyucuların, Evans'ın karakteri gibi depresyona girmesi ve bir aktivist olmaya karar vermesi bile mümkün. Ya da Evans'ın dediği gibi "En iyisi onunla geçinmeye başlamak."

Kitapta akıl karıştıran iki nokta var, biri serbest bilgi paylaşımıyla kurulan ve yazarlarının düşüncelerine dayalı Wikipedia referansları, diğeri ise böyle çevreci bir kitabın neden geri dönüşümlü kağıt, çevreye duyarlı mürekkep kullanılarak ya da e-kitap olarak satılmadığı. Kitabı okuduktan sonra birine verin diyor, Evans, biz ki posta iletmeyi bu kadar seven bir nesiliz, neden bu kitap daha çok insana ulaşmak için indirilebilir bir şekilde satılmasın?

Sonuçta Acayip Havalar, bilimkurgunun bilim kısmıyla ilgilenip kurguyu biraz geride bırakarak bile heyecanlı bir çizgiroman yazılacağını gösteriyor; bugünün uygunsuz gerçeğinin romanı. Modern dünyanın çöküşü ve ardından karşılaşacağımız gelecek bir çok bilimkurguya konu olmuştur ama bu defa neler olacağı kitabın da son sözü:

"Bu kitabı hayatını değiştirmek için kullan, çünkü bundan sonra olacaklar senin şimdi neler yapacağına bağlı."

Sezgi Uygur

Etiketler:

Perşembe, Haziran 21, 2007

Warren Ellis'in Romanından Bir Bölüm

Transmetropolitan ve The Authority gibi çizgi romanlarin yazari olarak tanıdığımız Warren Ellis'in yakında çıkacak olan ilk romanı Crooked Little Vein'den bir bölümü Ellis'in Live Journal sayfasindan okumak mumkun:



Ilgilenen okurlarımız için Amazon.com sitesinden ön sipariş verilebileceğini de ekleyelim.

Pazartesi, Haziran 18, 2007

En seksi süper kahramanlar


İngiltere sinema reklamcıları birliği Pearl&Dean tarafından yapılan bir oylamayla sinemanın en seksi süper kahramanları seçildi. Oylamada liste başını Jessica Alba ve Hugh Jackman çekti. Alba “Fantastik Dörtlü” filminde görünmez olabilme özelliğine sahip Sue Storm’u canlandırırken Jackman’ı X-Men’de Wolverine rolünde izlemiştik.

Listelerin tamamı ise şöyle:
En seksi kadın süper kahramanlar
1) Jessica Alba - Susan Storm - "Fantastic Four"
2) Jennifer Garner - Elektra - "Daredevil"/"Elektra"
3) Halle Berry - Storm - "X-men"
4) Helen Slater - Supergirl - "Supergirl"
5) Alicia Silverstone - Batgirl - "Batman & Robin"

En seksi erkek süper kahramanlar
1) Hugh Jackman - Wolverine - "X-men"
2) Christian Bale - Batman - "Batman Begins"
3) Tobey Maguire - Spider-man - "Spider-man"
4) Nicolas Cage - Ghost Rider - "Ghost Rider"
5) Brandon Routh - Superman - "Superman Returns"

Kaynak: gazeteport.com

Cuma, Haziran 15, 2007

Tayyar Özkan'dan Çizim Dersleri


Çalışmalarını Amerika'da sürdüren, Dünyaca ünlü Caveman çizgi romanının yaratıcısı Tayyar Özkan bir süre için İstanbul'da çizim dersleri veriyor. Özkan'ın Caveman sergisi de 12-30 Haziran tarihlerei arasında Ortaköy Sanat Galerisi'nde çizgi roman severleri bekliyor.

Pazartesi, Haziran 11, 2007

Abdullah Turhan Yazıyor

Rastgele televizyon kanallarında gezinirken StarTv de yayınlanan bir program dikkatimi çekti. Suat Yalaz’la yapılan bir röportajdı bu. Dilin kemiği yok ya... Suat’ın anlattıkları yaptıklarından çok farklı. Röportajı yapan yakışıklı kişi ise bu işlerden bihaber. Ya anlatılanlara cevap verecek bilgiye sahip değil, ya da karşılıklı kurulan mizansen üzerinde yorumda(!) bulunuyordu... Ben elli küsur yıllık çizgi roman geçmişimde böyle şeylere çok tanık oldum. Bu gibi olaylara alışığım... Suat Yalaz Karaoğlan dergisini çıkarırken arkasında Akşam gazetesi vardı. Rahmetli Sezgin Burak’ın da Tarkan’ını destekleyen Hürriyet gazetesi... Bir de Abdullah Ziya Kozanoğlu’nun Malkoçoğlu tipinin dergi olarak çıkartılması, bu işin devamı... Suat Yalaz’ın, söz arasında durup dururken Kara Murat tipini Rahmi Turan’a mal etmesine de doğrusu bir anlam veremedim... Herhangi bir senaristin yazdığı hikayenin iyi bir yönetmensiz bu kadar başarılı olabileceği düşünülebilir mi?... Suat Yalaz’ın, yaşı gereği unutkan olmasını (!) hoş karşılayabilirim. Ama o yakışıklı televizyon sunucusunun, hiçbir yerden destek almadan tek başıma çıkarmayı başardığım haftalık kahramanlık dergisi Tolga’nın yıllar süren devamlılığını sağladığım halde bundan bahsetmemesini de doğrusu çok yadırgadım... Dedim ya, ben böyle şeylere alışığım. Ama gerçekleri gizlemenin de bir anlamı yok...

Kara Murat hikayesi...

Günaydın gazetesinin ilk yılları idi. Gazetenin patronu Rahmi Turan’a gazetesinde tarihi romanların yer alması için bir teklifte bulunmuş... teklif, her macerada değişik Türk kahranlarıının serüvenlerini içeren tarihi resimli romanlar serisinin yer almasıydı. Bu altyazılı çizgi romanlar dizi önerisi Rahmi Turan’ın hoşuna gitmiş... İlk macera Kazıklı Voyvoda... Kahramanı Kara Murat adlı bir Türk... Çizgi işinde Rahmi Turan’ın aklına gelen ilk isim de ben olmuşum. Hem iyi çizgi, hem de iyi bir yönetmen... Her karelere resimleri yerleştirmek ve o çizgileri okuyuculara sunmak... Benim görevim bu...

Gazetenin patronu ilk maceradaki Türk tipini pek beğenmış olacak ki, her serüven için ayrı bir
Kahraman koyma fikrinden vazgeçip bütün hikayelerde Kara Murat tıpinin devamlılığının daha iyi olacağını uygun bulmuş. Böylece bütün serüvenler Kara Murat’a kalmış oldu...

Kara Murat maceraları Günaydın gazetesinde yıllarca devam etti nedense...Benim tahminim gazete trajına bir katkı sağladığı içindi. Filimleri çekildi... Kara Murat tipine hiç uygun olmayan bıyıksız, kavgada kılıç yerine karate numaraları yapan bir artisti bu role uygun buldular. Romanın çizerine de,bu gibi komiklikleri görmemesi için olacak ki, hiçbir Kara Murat filminin gala gecesine “Buyurmaz mısınız?” Bile diyen olmadı...

Eğer medyada yalakalık yapmıyorsan, yaşayabilmen için başka şeylere girişmen gerekıyordu...

Ben öz be öz Trabzonluyum. Orada doğmuşum. Tam yirmi yılım o güzelim şehirde geçti... Moloz’da, Kemerkaya’da, Ganita’da denize girerken, Sümer Sinemasında Errol Flynn’ın filimlerıni izlerken bile aklımdan geçirmeden edemediğim “DERGİ ÇIKARMA”hayali İstanbul’da neden gerçekleşmesin ki... Laz inadı tuttu bir kere...

Ve işte Suat Yalaz’ın unuttuğu (!) ve yakışıklı televizyon sunucusunun düşünemediği ve benim kendi gücümle çıkarmış olduğum Tolga haftalık resimli roman dergisi bana yeni bir hayat verdi... Trabzon’un Pazarkapu Mahallesinin kısa pantolonlu, acar gecekondu çocuğunun hayalleri gerçekleştiğinde seksenli/doksanlı yıllar su gibi akıp geçivermişti...

Arkasında yalakalıksız geçen izler bırakarak......

Abdullah Turhan

Notumuz: Yukarıdaki yazı bir yıl önce blog sayfamızda yer alan Unutulan Yıldız (!) adlı yazıyı okuyan Abdullah Turhan tarafından yazıldı, arkadaşımız Levent Cantek'e gönderilen yazıyı aynen aktarıyoruz.

Cumartesi, Haziran 09, 2007

Online Çizgi Roman


Gazetelerin internet sayfalarından çizgi bantları okumak yetmiyorsa ağ üzerinde yeni arayışlara girmenin zamanı gelmiş demektir.

“Webcomic” diye adlandırılan, düzenli aralıklarla global ag üzerinden yayınlanan ve herhangi birinin elinden çıkabilen çizgi roman serileri bağımlılık yapabiliyor. Sadece bilgisayar basında sıkılanların imdadına yetişsin diye çizilmeyen, geniş ve kalıcı hayran kitlelerinin de tutkuyla takip ettiği bu yayınlar, eğlenceli karakterlerle sürükleyici maceraları, çizgi roman seklinde sayfa, dergi veya bant (comicstrip) halinde ekranınıza taşıyorlar.

Büyük bir kısmı fantastik rol yapma oyunlardan aşina olduğumuz karakterlerle dünyayı kötülerin hain planlarından korurken, işyeri , üniversite veya yasam ve ölüm gibi ulvi meseleleri de kendine konu olarak seçenler de bulunuyor.

Nispeten yeni olmasına rağmen, Mahzenler ve Ejderhalar (D&D) gibi rol yapma oyunlarının saçma kurallarıyla, oyun firmalarının avukatları aracılığıyla yaptıkları yasal yüzsüzlüklerle ve bunları oynayan insan stereotipleriyle dalga geçen, The Order Of The Stick, çöp adam çizimlerine rağmen karakterleri ve kurgusuyla tüm açıklarını kapatarak çizeri Rich “the Giant” Burlew’i FRP camialarında ünlü yapmış, haftada üç kez yayınlanmaya başlamış ve bir de kitabı çıkmıştır.

Konsol rol yapma oyunlarının, özellikle de koşup koşup ortada bir yerde kılıç sallayınca düşmana vurma, görünmeyen sonsuz envanter gibi Final Fantasy serisinin orijinalliklerine aşina olanların eğlenceli bulabileceği, iyi kötü bir konuya ve güzel çizimlere sahip RPG World, FRP, D&D ve Ultima Online oyuncularının dikkatini çekebilecek Real Life ve Acid Reflux aynı konudan beslenen diğer örnekler.

Scott Kurtz imzalı, bir internet şirketinde geçtiği halde, içeriğinin bilgisayar oyunları ve FRP ağırlıklı olduğu PVP uzun süredir devam eden bantlardan. Daha çok iletişim teknolojileri çalışanlarına yönelik diğer bir bantsa, Columbia Internet adındaki bir şirketin ISP çalışanlarının hikayelerinin anlatıldığı User Friendly.

Yüksek lisans programları yapan arkadaşlar üzerine çizilen Piled Higher and Deeper (Phd)’in yaratıcısı Jorge Cham da bir sure önce Stanford Üniversitesi’nde tezini savunmuş bir doktora öğrencisi. Hatta kitap olarak yayınlanmış ilk beş seneye ait çizgilere kıyasla, artık ders vermeye başlamış çizerin yeni çizgilerinin eskisi kadar iyi olmadığı söyleniyor. Yine de bir başlayınca bırakmak ve yönetimle süregelen kavgada taraf tutmamak zor.

Anlaşılması zor story line’ına rağmen, anime çizimlerinden hoşlananların seveceği MegaTokyo bilgisayar oyunları ve anime düşkünü iki gencin Japonya yolculuğuyla başlıyor. American Elf ise günlük olarak ücretsiz takip edilebiliyorken, tüm arşivi ya da çizerin yaptığı müzikleri indirmek için aylık 2 dolar talep ediyor.

Tanrı, ölüm, Lucifer ve Bernard adındaki bir barmenin hikayelerinin anlatıldığı Down to Earth Comics Gavin Chafin ve Steve Wood tarafından çiziliyor. Birlikte yasayan iki peygamberin maceralarını anlatan Jesus And Mo ise evrim teorisi, matematiksel denklemler, mantık dayanaklı yaklaşımlardan bahsederken espri anlayışının sabit fikirli dincilikle bastırıldığı kafalarda tepki yaratabilir.

Vikipedi’nin bir kolu olan Comixpedia dijital çizgi romanlar hakkında geniş bir bilgi bulmak mümkün. Sanal dünya çizerlerinin de maliyet sorunlarının olabileceğini şaşkınlıkla buradan öğreniyorum; popülerleştikçe gereken yüksek bant genişliği, sunucu desteği ve çizimler için gereken sanat malzemelerinin giderlerini genellikle reklam ve bağış gelirleriyle karşılayan çizerlerin küçük bir kısmı profesyonel olarak sadece bu isle para kazanabiliyor.

Webcomics baslığında dikkat çekilen diğer bir nokta, bu çizgi romanların sınırlarının olmaması. Sadece boyutlardan, renklerden ve hatta bazen bir flipbook’un hazır çevrilmiş hali gibi hareketli çizgilerden, sesli bantlardan ya da çöp adam karakterlerden bahsetmiyorum. Yayıncıların içerik kısıtlamalarına ve yurtdışında sözü geçen çizgi roman sendikalarına bağımlı olmadıkları için cinsellik, din ve politika gibi tabu sayılan her konuya girebiliyor ve internet sansürünün neredeyse islemediğini bize kanıtlıyorlar.

Bir kontrol mekanizmasının baskısından uzak çoğalan bu mecrada yine en büyük ilgiyi eleştirel çizgiler çekiyor. Okların hedefi ise yöneticiler; evreni, üniversiteyi ya da işyerini yönetiyor olmaları çok fark etmiyor. Sonuçta yetenek gündelik tespitleri eleştiri okları ve iyi esprilerle sunmakta yatıyor. Bize de ne kadar genişletsek de yetmeyecek bakış açımızı biraz daha esnetmek için eğlenceli bir takip kalıyor. Bütün forumlarda görebileceğiniz bir uyarıyı eklemeden yazıyı bitirmek olmaz: Hepsini bir anda bitirmeyin, bir sonraki haftayı beklemek çok zor olabilir.

Sezgi Uygur

Cuma, Haziran 08, 2007

Download!



Electro Comics, grafik roman çalışmalarından bazılarını pdf ve diğer formatlarda ücretsiz olarak paylaşıyor. İçlerinde gerçekten çok başarılı işler var.

Katalog
Blog

Salı, Haziran 05, 2007

Tam Macera Ankirock Festivalinde...

Ankara'da 6-10 Haziran tarihleri arasında düzenlenen olan AnkiRock Festivaline Tam Macera da katılıyor. Tam Macera görevlileri, yazar ve çizerleri festivalde derginin tanıtımını yapacaklar. Festival alanında bulunan organizasyon çadırlarında yer alacak olan ekip, katılımcılar arasında dolaşarak dergiden ve çizgi romandan konuşacaklar. Tüm katılımcı okurlarımız ve çizgi roman severlerle buluşmak dileğiyle...

Festival Çankaya Belediyesi Ahlatlıbel Tesislerinde...

bilgi için link

Pazar, Haziran 03, 2007

deli gücük blog

Deli Gücük blog sayfası yayında...

Huzursuz Seyyah
Memleket kokan adalet. Huzursuz seyyah, kargalarla konuşan adam, "yalan dünya, kahrolası hayat". Deli Gücük, Osmanlı taşrasında, dünyayla, alçaklarla, kendiyle hesaplaşıyor.

Nedir?
Deli Gücük, Tam Macera dergisinde yayınlanan bir çizgi roman. Coşkun Kuzgun'un çizip Aziz Tuna C.'nin yazdığı çalışma, 19.yüzyıl Osmanlı taşrasında geçiyor.

Ana Fikir
Doğru söylerim Halk razı değil, eğri söylerim Hak razı değil.

link

Tam Macera 3 Çıktı!

Tam Macera 3. Sayı, 2 Haziran Cumartesi günü itibariyle Ankara'da piyasada...

İstanbul ve İzmir'de ise dağıtıma ilişkin problemlerden dolayı 6 Haziran Çarşamba günü çıkacak. Gecikme için özür dileriz.

Bu sayıda,

Kamra: İntihar Eden Kent, çizgi romanında olaylar aydınlanıyor. Kamra’nın evreni hakkında bilgiler ediniyoruz ve hemen ardından aksiyon bıraktığımız yerden devam ediyor. Kamra uyanıyor ve gerçekte ne olduğunu gösteriyor.

Cinhan bu sayıda kendini kapağa da taşıyan öyküsünde Urfa’da bir yengeçle uğraşıyor. Ama buna yengeç demektense canavar demek daha doğru olur. Güzel ve genç bir kadın Cinhan’dan yardım istiyor ve Cinhan gereği neyse onu yapıyor.

Meşhur Hafiyeler’in bu ay iki konuğu var: Ayhan Işık ve Sadri Alışık. İki arkadaş ortak bir tanıdıklarının ani ölümü üzerine kuşkulanmaya başlıyorlar. İşin altından bir hafiyelik macerası çıkıyor.

Mazeret-i Cinnayet’in bu ayki bölümünde bir soru var: Sanat için ne kadar ileri gidilebilir? Sanat için soyunulduğunu biliyoruz ama ya öldürmek? Hikayenin adı: Ebruzen.

Deli Gücük’de bu ay Fransız; bir tüccarın objektifinden insan manzaraları… Anadolu da her yerde kan var. Yine masal ve gerçek birbirine karışıyor ama bu kez dehşetli bir biçimde.

Bu ay bir başka çizgi roman: Kasapa. İstanbul’daki güvenli yuvalarından mekan araştırmak için uzaklaşan bir film ekibinin, Anadolu’nun tekinsiz topraklarında kaybolduktan sonra yaşadıkları… Bir kasaba ve Me’leyen ahalisi…. Tabi onlara ne kadar insan denilebilirse…

Çizgi Şiir bölümünde Turgut Demir’in çizgileriyle: Hay Hak!

Bu ay çizgi roman tarihimizden karelerde konu Gülme. Levent Cantek, Gülme karelerini araştırırken ilginç bir sonuca ulaşıyor. Çizgi romanımızda gülme kareleri, kötülük, cinsellik ve saldırganlıkla özdeşleşiyor.

Özgü Namal, FRP ve Grindhouse hakkındaki yazılara özenli ilüstrasyonlar eşlik ediyor.

Derginin sonunda her zamanki gibi Cem Cansever’in anıları var. Bahtsız Cem bu kez tatil yapmak isterken hırpalanıyor.

Tam Macera yine dolu, yine yerli, yine özgün. Bayilerde sizi bekliyor.[Basın Bülteninden]

link

Cuma, Haziran 01, 2007

Tam Macera Çizgi Roman Kanalı Yayında...


Tam Macera'da yer alan çizgi roman serilerinin videoları izlesene.com da açılan bir kanaldan yayında. Bundan sonra hazırlanacak videolarda bu kanaldan yayınlanacak. Ana sayfadaki Tam Macera bannerına tıklayarak videoları izleyebilirsiniz. Önümüzdeki günlerde sadece Tam Macera değil, çizgi romanla ilgili diğer videoların da bu kanaldan yayınlanacağını söyleyelim...

www.izlesene.com

Teşekkürler

Geçtiğimiz Mayıs ayında 15,653 ayrı ziyaretçi sitemizi ziyaret etti. Bu yıl bitmeden 100,000 ziyaretçi sayısını geçeceğimiz anlaşılıyor. İlginiz için teşekkürler...