Cuma, Temmuz 13, 2007

Gake no Ue no Ponyo





Ponyo ve Miyazaki haberlerinden sıkılanlar elini kaldırsın. Studio Ghibli'ye adanmış başarılı Fransız sitesi Buta Connection, Miyazaki'yle yapılmış bir röportajı yayınlamış. Ne yazık ki yarıda kesilen bağlantı yüzünden elimizde bir kaç soru var ama röportajın merak uyandıran tarafı, TV sunucusu Miki Sumiyoshi'nin yanında, Kenichiro Mogi adında nöroloji uzmanı bir bilimadamı tarafından yapılmış olması. Buyrun Miyazaki'nin beynini keşfetmeye:

Miki Sumiyoshi : Çizdiğiniz görüntüler beyninizin hangi kısmından geliyor?

Hayao Miyazaki : Üst sağdan tarafından geliyor, bu ne zaman yorulsam başımın ağrıyan kısmı. Nöroloji uzmanları da bu kısmın yaratıcılıkla ilgili olduğunu söylüyorlar mantıklı değil mi?

M.S. : Bu defa filminizin geçtiği mekan olarak denizi seçmenizin nedeni nedir?

H.M. : Denizi uzun süredir kullanmak istiyordum ancak dalgaları çizmek gerçekten cesaret isteyen bir meydan okuma. Dalgaların farklı şekilleri olduğunu bilirsiniz: plajda görebileceğiniz ve fırtınaları oluşturan dalgalar... Ben bir plajı basit bir desenle ama hareket halinde gösterebilmeyi umuyorum.

Basit bir mesaj için film yapmam gerekmez.

M.S. : Çocuklar için mesajınız nedir?

H.M.: Benim öncelikli çabam başarılı bir film yapmak. Elbette içine bir mesaj katmak iyi olur ancak beni ilgilendiren bu değil. Basit bir şekilde istediğim, çocukların filmimi kötü bulduklarını duymamak. Aslında, evet, içine bir mesaj katmasam film ilginçliğini kaybeder. Örneğin, yaşamın önemli olduğunu söylemek istesem, bunun için bir film yapmam gerekmez, bunu yazmak yeterli. Basit bir mesaj taşıyan konulara güven duymuyorum.

Yetişkin gibi davranmaya çalışan, herkes gibi biriyim.

Kenichiro Mogi : Çocuklar yetişkinler gibi "medeni" değiller: bazen ne olduğu farketmeden her şeyden biraz yapmak onlara yetiyor. Benim üzerimde bıraktığınız etki de bu konuda onlara benzediğiniz yönünde. Siz ne düşünüyorsunuz?

H.M.: Her şeyden önce sakın bunu söylemeyin: ben bir yetişkin gibi davranmaya çalışıyorum! (gülüyor) Kendimin bu kadar özel olduğunu düşünmüyorum. Herkes gibi biriyim ben de. Ama eşimin bana daha önce yaşam kodu olmayan birine benzediğimi söylediği doğru. Ben de kendi kendime evet, belki de özgün biriyim, dedim...

Devam etmemi sağlayan şu anın keşif duygusu.

K.M.: Bu ortamda başarmadığınız bir şey kalmadı. Neden devam etmek istiyorsunuz? Çok yorucu değil mi?

H.M.: Keşif nedir biliyor musunuz? Bana neden devam ettiğimi soruyorsunuz, siz de TV sunucusu olarak görevinize devam ediyorsunuz değil mi? Ben, film yapmanın ötesinde, filmlerimle var oluyorum. Daha önce ne yarattığım önemli değil. Şu anda yapmakta olduğum şey beni varediyor. Geçmiş geçmişte kalır. Eski filmlerime bir daha müdahale edemem, zaten böyle bir şeyi istemem. Önemli olan şimdidir.

Bu son uzun metrajlı filmim.

K.M.: Bunun son filminiz olacağını düşünüyor musunuz?

H.M.: Bu kesinlikle benim son uzun metrajlı filmim olacak çünkü günden güne fiziksel kapasitem düşüyor. (Bu sırada, Miyazaki'nin ellerindeki kan basıncının yarıya düştüğünü öğreniyoruz, artık sert uçlu HB kalemler yerine 5B kullanmaya başlamış.)

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home