Perşembe, Şubat 28, 2008

Buhar Güçlü Postmodern Masallar

Steampunk genel olarak iki alt türe ayrılabilir: tarihsel ve fantastik steampunk. Tarihsel steampunk bilimkurgusal motifler kullanarak farklı teknolojilerin eşliğinde gerçek mekânlar ve kişiler üzerine alternatif bir tarih sunarken; fantastik steampunk genellikle hayali yaratıkların, imkânsız teknolojilerin ve büyücülerin mevcut olduğu bir buhar çağını anlatır. Tarihsel steampunk’ı da ele aldığı tarihsel dönemlere göre kendi içinde üçe ayırabiliriz. Viktorya steampunk’ı sanayi devriminin iyice önem kazandığı uzun Viktorya çağını ve hemen onu takip eden Edward çağını kendine mekân edinir. Örnek olarak Alan Moore – Kevin O’Neill’ın yazımıza da konu olan The League of Extraordinary Gentlemen (1999-2003) çizgi romanını, William Gibson – Bruce Sterling ikilisinin Difference Engine romanını ve James Gurney’in Dinotopia (2002) TV dizisini sayabiliriz. Batı steampunk’ı ise Kuzey Amerika tarihinin vahşi batı dönemini farklı bir kurgulamayla anlatır. Bu türün en iyi örnekleri Geleceğe Dönüş Serisi’nin üçüncü filmi (1990) ve Will Smith ve Kevin Kline’nın başrollerini üstlendikleri Vahşi Vahşi Batı (1998) filmleridir. Ortaçağ steampunk’ı adından da anlaşıldığı gibi kendisine Roma’nın çöküşüyle Rönesans arası döneme karşılık gelen çağı steampunk motifleriyle ele alır. Bu alt türün başarılı örneklerine özellikle mangalarda ve animelerde rastlarız: Escaflowne (1996), Nausicaa of the Valley of the Winds (1984), Laputa Castle in the Sky (1986), Steamboy (2004), vb. Steampunk’a ne mutlu ki bizden de bir örnek verebiliyoruz: Memo Tembelçizer, Lombak’ta halen yayınlanan Lombak Şehitleri – Feza Cengâverleri (2004-?) çalışmasında robotların, uzay gemilerinin mevcut olduğu alternatif bir Osmanlı İmparatorluğu’nda geçen hikâyesini anlatıyor.

Serüven 6, Steampunk – Buhar Güçlü Postmodern Masallar- A. ve E.Erdem imzalı yazıdan bölüm…

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home