Cuma, Kasım 21, 2008

Teks’in Kuralları, Dipnotları ve Tortuları

[...] (Teks'te) Asla tek suçlu yoktur, bütün kötülükleri üzerinde yoğunlaştıracak “kötü” ise Mephisto gibi istisnadır. Mephisto’nun yanındakilerin onun maşası olduğunu ve her halükârda tek başına, o “teke tek” kavgaya kalacağını biliriz. Suçlular, bütün serüven romanlarında olduğu gibi örgütlüdür, para için bir araya gelmiş serseri ve haydutlar (“pislikler”) olduğu gibi bir tarikatın sadık üyeleri de olabilmektedirler. Para için işe bulaşanlar işler ters gidince (zira Teks olaya karışmıştır bir kere) kaçmaya çalışırlar ancak (ihanetin sonu ölümdür), bizzat örgüt tarafından cezalandırılırlar. Organize olanların önemlice bir kısmı Afrika ve Asya gibi “üçüncü dünyalı” tarikatlardır. Böylelikle şiddetin yanına “büyü ve egzotizm” katılmıştır. Emir kulu olan aklı kıt dev muhafızlar, sinsi yardımcılar çıkar ortaya. Tehdit, şantaj ve para hırsı dolaşır karelerde...
IX
Kara büyü ve tarikat göndermelerinin Allah sevgisi ya da yardımseverlikle bir ilgisi yoktur elbette. Bir parantez açalım “din adına cinayetler işleyen” bir kötü yoktur Teks öykülerinde. Para ve iktidar hırsı kötülerin belirleyicisidir, bir “ideal” uğruna savaşan varsa bile onlar yalnızca kandırılmış “maşalardır”.
X
Teks’te suçların temelini mülkiyet haklarına tecavüz ve yasalara uymamak oluşturur.
XI
Teks’in yöntemlerinden en çok şehirliler ve eğitimli liberaller hoşlanmaz.
XII
Teks, “doğa”dan gelir, özgür bir adamdır-şehrin değer yargıları onu pek ilgilendirmez. Bu yüzden eylemleri nedeniyle –ve elbette kelimenin dar anlamıyla- bir devrimcidir, çünkü kanun koyucudur. Öte yandan bu “düzene” karşı “bu düzeni biliyor ve onu bu biçimiyle reddediyorum” diyebilecek bir marjinal de değildir. Daha çok bir kanun koruyucu ve ahlâkın temsilcisidir.
XIII
Teks, bütün zamanların en çok konuşan kanun adamıdır. Bütün planlar, tuzaklar ve yapılması gerekenler uzun uzun konuşulur.
XIV
Teks evreninde “gizem” yoktur, okuyucu görülenler aracılığıyla “evreni” kolaylıkla anlayabilme imkânına sahiptir. Bu sebeple kötüyü Teks’ten çok daha önce okuyucu görür. Görür görmez de tanır.
XV
Teks’i gülerken hatırlamak için Karson’a ihtiyaç duyarız.
XVI
Teks’te edebi dalgalanmalar, derin insanî çözümlemeler bulunmaz. Ne Teks kendini sorgular ne de kötüler. Kolay, akıcı bir zihin uyarıcıdır.
[...]
link

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home