Çarşamba, Aralık 31, 2008

Melike

Melike’nin [Acar] en önemli özelliği çini mürekkebini sevmesi. Çok uğraşıyor, şöyle söyleyebilirim: Onun kadar tarama ucu kullanan başka bir kadın çizerimiz olmadı. Bu sabrını sürdürdüğü ve yılmadığı takdirde hep eşik atlayacaktır. Çizerlerin eşikleri vardır ya da arageçitleri. Deseni, çizgisi, kare içi dengesi birdenbire değişiverir ya da biz öyle sanırız. Pek çok büyük çizerin ilk dönemlerine bakarsanız başka birisi çizmiş gibidir. Melike, henüz çok genç bir çizgici. Çizgisi çok değişecek, arayışları görülüyor. Eksikleri yok değil, örneğin sayfanın genelinin nasıl göründüğü onun için çok önemli olabiliyor. Kareler göstergeye dönüşebiliyor, sayfa süslemeleri belirginleştiriliyor. Bu önemsizdir demiyorum, sayfanın genel estetiğinin hikâyenin önüne geçmemesi gerekir diyorum. Hikâye akarken auteurun kendini unutturmasından yanayım. Olağanüstü bir kare çizmek istiyor, okura tekrar tekrar baktırmak istiyor. Bu tür kareler, çizerlik eşiği için önemsiz değildir elbet ama kareler arasında sabır ve emek eşit dağıtılmalıdır. Bu eşiği aşabilecek ve daha dengeli bir üslup tutturacak arzu ve maharete sahip. Bir de Melike’nin undergorund bir tarzı var bence, bunun yeterince görülmediğini düşünüyorum. Kirli, yılgın ve çıkışsız öfkeli orta sınıf altı insanların dünyasını anlatan punk çıkışları olan bir tarzı iyi yansıtabilir gibi geliyor bana. Bazen öyle bir kare çiziyor ki çöp kokuyor gibi bir duyguya kapılıyorsunuz. Bunu hatırda tutup işlerse kendine bir patika daha açmış olur.

link

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home