Pazar, Ocak 11, 2009

İşte Teks’in Pataklayacağı Yardakçı



Tex Özel Albüm 18’i Roberto De Angelis çizmiş. Hikâye pek özgün sayılmaz. Darwin’le didişen ve popüler gazetecilik eğilimleriyle gelişen anti-entelektüelist 19.yüzyıl tefrikalarının mantığı izlenmiş. Çok sonraları bunlar, ilk bilim kurgu örnekleri sayıldı. Gece Karanlığında Gölgeler (Siluetler mi yoksa?), Mr Hyde ile Frankenstein’ı anımsatan, yaratıkları olan, deneylerini kendi üzerinde de uygulayan çılgın (elbette finalde pişman) bir bilim adamının çevresinde gelişiyor. De Angelis, bu vasat hikâyeyi kurtaramıyor. Öyle ki maymun adamların gözüktüğü sahnelerin hiç birisini iyi çizememiş. Gerilim, bu sahnelerde yükselmesi gerekirken, sönümleniyor. Nizzi, meşhur Teks entrikasını da kuramamış, kötü adamlar hızla ve kolayca çözülüyorlar, değil kumpas kurmak, herhangi bir zeka pırıltısı dahi gösteremiyorlar. Gece Karanlığında Gölgeler, hiçbir iz bırakmadan unutulacak, bu çok açık. Yine de “konuşulabilecek” bir yönü var, geçerken tartışılıyor çünkü. Teks, mutad olduğu üzre kötüleri kendi deyişiyle “okşayarak” konuşturduğu için hemen her hikâyede karşımıza bu yöntemden hoşlanmayan medeni/şehirli bir adam çıkar. Genelde bıkkınlıkla bazen de anlaşılmayı umarak Teks, kötü adamları tanıdığını, burnunun iyi koku aldığını, onları görür görmez ayırd ettiğini söyler. Savunmak için söylememiştir bunları. Teks’in “patakladığı” kötü adamı farklı sahnelerde izlediğimiz ve yaptığı sinsice-alçakça tavırları bildiğimiz için şehirli adamın itirazlarını ukalaca bulmamız talep edilir. Kötüleri Teks kadar okur da tanır aslında. Değil eylem ve konuşmaları, fiziksel özellikleri, vücut dilleri, mimik ve jestleri kötü olduklarını resmedilecek klişelerle resmedilmektedir: “İşte” deriz “Teks’in pataklatacağı yardakçı”. Nizzi, Teks’i sağcı bulanlardan hazzetmiyor ve onun kanun koyucu gibi davranmasını normal sayarak bunun bir gelenek olduğunu söylüyor. “Teks değişmeyecek” mesajını her defasında yineliyor. Üstelik bunu siyasi bir ısrar değilmişcesine yapıyor, hani Coca-Cola’nın formülü değişmeyecek der gibi. Sanat ve hayat ilişkisini yok sayan bir ısrar bu; eskimeyi hızlandıran bir inat belki de. Teks’in masum birini suçlu sanmasıyla başlayabilecek ters yüz edici bir hikâye, Nizzi’nin endüstriyel tasarımına kim bilir neler katardı?

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home