Pazartesi, Nisan 27, 2009

Dehşet Vadisi

Roberto Raviola, oldukça genç sayılabilecek bir yaşta 57’sinde öldüğünde (1996) çoğu meslektaşına göre çok sayıda çizgi roman bırakmıştı geriye. Bugün, daha çok erotik çizgi roman (fumetti neri) türünde yaptığı çalışmalarla, kullandığı Magnus imzasıyla hatırlanıyor. Magnus ismi de Latince bir deyişten ilham alınarak kullanılmış: Magnus Pictor Fecit (Bunu büyük bir ressam yaptı). Magnus’un gerek hikâyeciliği gerekse çini mürekkebini kullanma biçimi, “Kara Çizgi Roman” adı verilen bir türün ortaya çıkmasında büyük pay sahibi. Magnus, hep gerçekçi hikâyeler çizdi, cinsellik ve şiddet anlatımın önemli bir parçasıydı. Çok çabuk çizilmiş, herhangi bir sanatsal kaygı taşımadan hikâyeler de anlatmadı değil elbet. Yetmişli yıllarda Fransa’da Métal Hurlant ve L'Écho des Savanes gibi dergilerde çizmeye başladıktan sonra çizgi romana bakışında önemli bir değişiklik olduğu söylenebilir. Herşeyden önce böylelikle Magnus ismi uluslararası bir nitelik kazanmıştır. Her göreni şaşırtan titizlikte, büyük zaman harcadığı anlaşılan, çini mürekkebini konuşturan kareler ve sayfaları bu dönemde üretmeye başlamıştır. Kendisine şöhret getiren erotik çizgi romanları üretmeyi sürdürse de yine büyük emek vererek, türün genel niteliğinin üzerine çıkan çarpıcı çalışmalar çıkarmıştır. Magnus, ömrünün son günlerinde Türkçe’de de yayınlanan önemli bir çalışma daha yaptı. Nizzi’nin senaryosunu yazdığı Dehşet Vadisi adlı bir Teks hikâyesi çizdi. Türkçe’de Özel Albüm adıyla yayınlanan büyük boy Teks kitaplarının iki temel özelliği var: Birincisi, önemli çizerlere sipariş edilmesi, ikincisi, uzun bir zamana dayalı bir üretimle tamamlanması. Bu iki özellik ister istemez farklı bir Teks ile karşılaşmamızı sağlıyor. Hikâyeler Teks kalıplarının çok dışına çıkamıyor ama çizgiler mutlaka iyi bir albümü garanti ediyor. Magnus’un çizdiği Teks ise çok uzun zamanda büyük emek harcanarak hazırlandığını hissettiren bir albüm, üstelik Magnus’un son çalışması olma özelliğini de taşıyor. Albüme bakarken Magnus’un “son çalışmam olabilir” düşüncesiyle çalıştığı da görülüyor. Öyle sayfalar var ki hikâyenin akışında hiçbir yeri olmasa da defalarca baktırıyor kendine. Onun egzotik, karanlık, tekinsiz dünyası ve o dünyanın meşum kadınları, kötü adamları Teks’e ne kadar uymuş tartışılır elbet. Özgür olabilseydi muhtemelen “adult” kategorisinde bir Teks çıkardı ortaya. Dehşet Vadisi, Teks müdavimlerinin dışında ilgiyi hak eden, özellikle çiniyle uğraşan herkesin incelemesi gereken bir albüm. Magnus, bir doğu deyişidir “nakkaş sabrı” göstermiş çünkü.

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home