Cumartesi, Ağustos 29, 2009

Dik Saçlı Haytanın Laneti


(...) Bülent Üstün, çok küçük yaşlardan itiba­ren mizah dergilerinde çizmekte olmasına kar­şın, dergi editörlerince yaşıyla çizdiklerini kar­şılaştırarak, okurları etkileyecek düzeyde “ola­ğanüstü”, “deha!”, bu yaşta bunu çiziyorsa ile­ride ohooo!” pohpohlamalarını, takdimlerini yaşamadı. Böyle bir başarı paradigmasına hiç dâhil olmadı. Kimi yaşıtlarına yapıldığı gibi on­ların imzalarının yanında belirtilen (18), (19) tü­rü yaş göstergesi traji-komik rakamlarla kapita­listçe “sunulmadı” ve “kullanılmadı”. Yani Bülent, hiçbir zaman “mucize adam balonu” olma­dı. Sessizce, kendince, reklamsız çalışıp durdu. Çalışma ortamı, kimi mizah dergilerinin aksine küçük yaşlarda kendisiyle yakından ilgilenen işi­nin ehli insanlarla doluydu. Gerçi Bülent'in mizahını etkileyen insanlar hep derginin dı­şındaki isimler ve çizgiler oldular. Ama mi­zah anlayışları, hayat gaileleri ve nihayetin­de yetişme tarzları kendisine göre hayli farklı olsa da iyi birer insan olan “usta-abiler”le çalıştı. Bu profesyonel çalışma koşulları, işe saygı ve olmazsa olmaz mesleki hassasiyetler onun çizgi üslubunun hangi doğrultu üzerinde gelişeceğini belirliyor­du. Bülent, çiniyle oynamayı seven, kontürleri, backgroundu özenle betimleyen çizerlerden. Etkilenmeleri üzerine düşü­nüldüğünde, onu, Kemal Aratan'ın Li­mon 'daki ilk dönem çizgilerine, Fransız Vilma'ya ve Amerikan underground çizgi­sinin olağanüstü zirvesi Robert Crumb'a yakın sayabiliriz (...)

Yazının tamamı için link

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home