Salı, Haziran 08, 2010

Warren Ellis - Mek

Siberpunk akımının sözcüsü Bruce Sterling, 80’ler sonrası bilim kurgu edebiyatına damgasını vurmuş olan bu hareketin başlıca isimerinin hikayelerini bir araya getirdiği Mirrorshades: The Cyberpunk Anthology’nin önsözünde, siberpunk edebiyatının temalarını ikiye ayırmıştır: “vücut ihlali: protez uzuvlar, implant devreler, kozmetik cerrahi ve genetik değişim” ve “zihin ihlali: beyin-bilgisayar arayüzleri, yapay zeka, nöro-kimya – insanlığın doğasını, benliğin doğasını radikal bir şekilde yeniden tanımlayan teknikler”.

Warren Ellis’in kaleminden çıkan Mek, bahsi geçen temalardan ilkinin altında yer alan bir çizgi roman. Arka planında Sky Road adlı bir bölgeden tüm dünyaya yayılmış ve çizgi romanla aynı adı taşıyan Mek alt kültürü var: açılımı “Massive Enhancement Culture”. Hikâyenin geçtiği zamandan 5-6 yıl öncesinde, halihazırda mevcut olan tıbbi ve askeri amaçlı protezlerin gündelik kullanım alanları bulmasıyla, teknoloji fetişiyle karışık bir moda, bir alt kültür ortaya çıkmıştır. Bu hareketin başındaki kişilerden olan Sarissa Leon – ki hikâyenin başkarakteridir aynı zamanda – daha sonra Washington’a taşınıp Fiziksel Özgürlükle ilgili lobi çalışmalarına başlamış ve çeşitli kitaplar yazmıştır. Sky Road’da yaşadığı zamanlardaki sevgilisi RJ Coin’in öldürüldüğünü öğrenince cinayeti araştırmak üzere mekânına, “siborg evlatlarına” geri döner.

Steve Rolston ve Al Gordon’un temiz, gereksiz taramalardan kaçınan çizgileri kitabın içindeki, bilhassa son karedeki şiddetle bir tezat oluşturuyor. Warren Ellis, hemen hemen hiç anlatı balonu içermeyen, sadece diyaloglar üzerinden ilerleyen hikâyede, yarattığı arkaplanın jargonundan teknik ayrıntılara kadar incelikli bir çalışma sergiliyor. Ayrıca türün temelinde yatan temel söylemlere de atıfta bulunmaktan kaçınmıyor: yan karakterlerden biri şöyle diyor: “Ben senin zamanından once söylenmiş iki cümleyi hatırlayan (…) bir adamım: ‘Sokak her şey için kendi kullanım yollarını bulacaktır’ ve ‘Bilgi özgür/bedava olmak ister’” Sonuç olarak ortaya çıkan şey, fazla uzatılmadan tadında bırakılmış, siberpunk bir arkaplanda geçen (ve türün felsefesiyle de az da olsa uğraşan) bir dedektiflik hikâyesi olmuş. (Can Y.)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home