Sağolasın Ambrose Bierce Hikâyeleri!! (13)
“pekâlâ” dedi. “vatandaşlarımın dileğini emir telakki ederim”. Masada oturanlar bu sözleri alkışladılar, Gözlüklü Sami, Marangoz ile dansetmeye başladı.
Ertesi günün sabahı biraz da içkinin tesiri azalınca ziyaretçiler verilen sözü pek inandırıcı bulmamışlardı ama kahramanlar ordusu çok geçmeden dağıtıldı. Böylece tüketici denilen kahramanlar da üretici oldular. Zagor marangozhaneye, Teks sigara fabrikasına, Abdülcanbaz Elektrik İdaresine filan girdi. Herkes bir işe girince ve herkes bir şeyler üretmeye başlayınca her şeyin fiyatı düştü. Elma armut para getirmez oldu, bağdan bostandan çıkanlar çürümeye başladı. Köylüler, marangozlar ve işçiler yeni rakipleriyle baş edemez oldular. Halk marka düşkünü olmuştu, iyisini değil de Teks’in sigarasını, Zagor’un mobilyalarını, Mister No’nun giysilerini tercih ediyordu. Neler Olup Bittiğini Çok İyi Bilirim adlı bir senato üyesi bunalımın gelecek yıl daha da büyüyeceğini iddia ederek hükümeti istifaya çağırdı. Ticaret Odası Uzay yolculukları ve define arama timlerinin dağıtılmasına kızarak faaliyetlerine son verdi. İş bulamayan Baytekin açlık grevine başlayacağını duyurdu.
Köylü, marangoz ve işçi Senato Başkanının makamına yeniden gittiler. Başkan yine rakı masasındaydı, başta Utanmaz Adam, Levent Cantek, Camoka ve Cihanyandı Saliha olmak üzere kalabalık bir grupla demleniyordu. Ziyaretçileri görünce sevinçle “dostlarım” diye ayağa kalkan Başkan’ın suratı kısa sürede asılıverdi:
“Ne yani şimdi de o tüketicileri mi destekliyorsunuz?”
Köylü, marangoz ve işçi, Başkandan sürekli bir kahraman ordusu kurulmasını istemişlerdi.
“Hayır” dediler. “Biz o orduya alınmak istiyoruz”.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home