Çarşamba, Şubat 22, 2006

Hak-hukuk Meselesi...

Aşağıda iki ayrı başlık altında gördüğünüz konuyla ilgili olarak dün gece birkaç arkadaş beni telefonla aradılar. İki ayrı arkadaşım, Ali Işıngör’ün söz konusu yazıyı Serüven dergisinde yayınladığımızı sanarak buna itiraz ettiğini söylediler. Ben de bize gönderdiği mektupta “sitenizde” ibaresine yer verdiğini, Focus dergisini de konuya dahil ederek yazdığını söyledim. Bize gönderdiği mektubu hem blog sayfamızda hem de koloni’de herkes tarafından görülmesi için yayınlayacağımızı ekledim. Ali Işıngör’ün kendine ait blog sayfasında konuyla ilgili yazılar yazdığını da öğrenmiştim ama bu sabah okuyabildim. İlk gördüğüm bize gönderilen mektubuyla blog sayfasında yazdıkları arasındaki üslup farklılığıydı. Dün yazdığım yazının sonunda belirttiğim görüşlerimi yineleyip konu ile ilgili birkaç not düşeceğim.

+ Söz konusu yazıyı sitemizden siliyorum. Ancak Ali Işıngör’ün mahkeme hakkı saklıdır. Öte yandan yazıyı sitede göründüğü biçimde çıktı olarak aldığımı, mahkemede yazılı ve sözlü olarak vereceğim ifademe bu çıktıyı ekleyeceğime de söz veriyorum. Ali Işıngör’ün mahkemede site sorumlusuna ulaşabilmesi için açık adresim dünkü yazımda belirttiğim gibidir, akla gelebilecek her türlü bilgiyi de istediği takdirde iletebilirim.

Tekrar belirtmekte fayda görüyorum. Yazıyı mahkeme endişesiyle silmiyorum, Ali Işıngör’ün bu alemde oluşturmaya çalıştığımız paylaşıma katılmadığını gördüğüm için siteden siliyorum. Hayata farklı yerlerden bakıyoruz.

+ Ali Işıngör’ün sitesinde Serüven için sarfettiği küçük düşürücü ve aşağılayıcı sözleri görmemeyi tercih ederek kendisini anlamaya çalıştım. Bütün yazılanlara rağmen şikayet konusu olan web adresinin verilmemesini de ilginç buluyorum.

Son yazdıklarında şöyle bir şey bölüm var:
Açıkçası sizin neye itiraz ettiğinizi henüz anlayabilmiş de değilim. Benim itiraz noktam, başkalarının yazımı kullanmasına değil, bunun kaynak belirtmeksizin ya da ticari kullanımlarda izin almaksızın yapılmasına yönelik...”

Eğer bu yazılanları nirengi noktası alırsak, niye bu kadar tartışılıyor acaba? Çünkü bu yazılanlar hak-hukuk demiyor, ahlaki bir duruş sergiliyor. Dün akşam bana telefon açan arkadaşlar Ali Işıngör’ün söz konusu yazıyı Serüven dergisinde yayınladığımızı sandığını söylemişlerdi. Söz konusu yazıyı dergide değil hiçbir ticari getirisi olmayan sitemizde kullanmışız, yukarıdaki gibi açıklamalar yapan birisi bunu gözden kaçırmış olabilir mi?. Bize gönderdiği maile, Focus dergisini de işin içine katarak yazdıklarına tekrar baktım. Bana Ali Işıngör’ün Focus’un yazı işleri müdürü olduğu söylendi, yeni ayrıldı dendi. Derginin iddialı copyright hükümlerine bakarak aklıma geldi: söz konusu yazı Focus’un mu Ali Işıngör’ün mü onu da bilmek gerekiyor. Son yazdıklarında Focus çalışanlarının emeği için bunu yaptığını da söylemiş.

Arkadaşlarımın telkinlerine rağmen yapamadım, Ali Işıngör’ün sitesinde yazılanları karmaşık bulduğum için bize gönderdiği mektubu temel almak zorunda hissediyorum kendimi.

+ Birşeyler denmiş benim için. Yayıncı olmadığım malum da neyi bilip bilmediğimle ilgili yorum yapmak istemiyorum. Benim için bir hak-hukuk meselesi değil bu. Eğer hak-hukuk meselesi olacaksa da söyleyeceğimi söyledim. Herkese kolaylıklar dilerim.

Levent Cantek

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home