Salı, Şubat 07, 2006

Sağolasın Ambrose Bierce Hikâyeleri!! (28)

Ambrose Bierce, Dehşetengiz adlı Sahaftan içeri girdiğinde Kemal Karataylı ve Erol Üyepazarcı harmanlanmış ve demini almış çaylarını yudumluyorlardı. “Hoşgeldiniz” dedi Karataylı.

“Ben birini arıyorum” diye sordu gülümseyerek Ambrose Bierce.

“Şairleri o kadar bilmem ama eğer aradığınız bir yazarsa çoğunu tanırım” diye karşılık verdi kitapları göstererek Karataylı.

Ambrose Bierce, tebessüm ederek: “Aziz Tuna adlı birini arıyorum, kısa hikâyeler yazıyor”.

Karataylı, Erol Bey’e dönerek “Valla bu daha çok Erol Bey’in bileceği bir şey”. Erol Üyepazarcı, sessizce ve tevazuuyla gülerek “yok canım ben de çok bilmem, bir ara dergilerine yazı yazmıştım. Oradan biliyorum

“Hangi dergi?” diye atıldı Ambrose Bierce. Heyecanını frenleyememiş, bağırıvermişti. Sessizlik dolaşıverdi aralarında.

Kapandı diye biliyorum, iyi bir dergiydi Serüven

“Nasıl bulabilirim o dergiyi” dedi yine kontrol edemediği bir heyecanla “…arkadaşımdır da kendisine ulaşmaya çalışıyorum epeydir”

“Bence siz önce Levent Cantek’i bulun, o size daha çok yardım edecektir” dedi Erol Üyepazarcı, karşısındaki adamın heyecanını merakla izleyerek.

“Bak şimdi konuşurum işte” dedi Karataylı. “Levent’i iki sokak aşağıda bulabilirsiniz”...

“Durun size adresi yazayım” diyerek karmakarışık masanın üzerinde kâğıt aramaya başladı tek gözlü Dehşetengiz Sahaf. “Çok sevinirim” dedi Ambrose Bierce, söylemesine gerek de yoktu gerçi.

Ambrose Bierce sahaftan çıkarken kâğıda baktı: “10.Sokak, Hakkı Yenmiş Yazarlar Kıraathanesi” yazılıydı. Tekrar okudu, evet “hakkı yenmiş” yazılıydı, içi ısındı. Gün ışığı ne kadar da güzeldi, Allah hepimizi seviyordu.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home