Salı, Mayıs 16, 2006

Üç çizer üç görüş...

“Bizim kullandığımız üslup Batı’dan alınmış bir üsluptur. Bir şekilde ehlileştirilmesi ve halk kültürüne uygun haline getirilmesi estetik bir devrimdir. Masada oturup karikatürü bir halk malzemesi haline getirdi Oğuz Aral. Biz de sonra bunu bol keseden harcadık. Bu süre içinde kimse bunun yenisi gerektiğini düşünmeden kullandı. Okur da bunu bilmedi ve okur eskisinin de değerini bilmedi. Yapanlar da gerisinin nasıl geleceğini düşünmedi. Hayattaki bir sürü bileşimi bir dergide biraraya getirmek hakikaten mümkün değil. Bizim paraya da ihtiyacımız var. Biz kendi kendimizi varedip, bağımsızlık lezzeti altında çiziyoruz. Diğer kurumların başına gelen şey, bizim de başımıza geliyor, zamanla ölüyorsun. Oysa ölmemen lazım, çünkü sen bir kültürsün” (Doğan Güneş, Met Üst ile konuşuyor, Hayvan, 21 Mart 2003).

“Tabii bugünkü çocukların çizgi estetikleri mükemmel, bu çok önemli fakat sanki kendi aralarında şakalaşıyorlarmış gibi. Bir sınıfsal olay gibi değil de bir şehir arkadaşlığı veya şöyle genişletelim, bir ülke arkadaşlığı gibi düşünüyorlar. Bu onun devrimci güç olmasını sağlayamıyor” (Tonguç Yaşar, günümüz dergilerini yorumluyor, Hayvan, 4 Nisan 2003)

“Esas gücüme giden bayiilerde bir sürü çizgi roman var ve bunların hepsi yabancı. Türk çizgi roman dergisi yok. Direk Amerikalılardan çevrilen şeyler çok satılıyor. Bu tür dergileri satın alanların yaş ortalaması 15-30 arasında. Canı sıkılıyor insanın, niye ordan gelip çevriliyor, niye bizim çizgi romanımız yok diye” (Galip Tekin, Kaçak Yayın, Ocak 2004).

[Galip Tekin resmi www.fotoajans.com'dan alınmıştır]

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home