Pazar, Temmuz 30, 2006

Süpermen Takıları

Goldaş, filmi nedeniyle gümüş Süpermen aksesuarları çıkartmış. Meraklısına...
link

Cuma, Temmuz 28, 2006

Kamp Çizgi Roman Estetiği

DVD+ dergisinin son sayısında, Hulk filmiyle ilgili bir haberde şöyle bir ifadeye rastladım: “Yüksek bütçeli Incredible Hulk, adından anlaşılacağı üzere, kamp çizgi roman estetiğine daha yakın olacak”. Eğer İngilizce biliyorsanız ve yurt dışında çıkan sinema dergilerini izliyorsanız çoğu sinema eleştirisinin neden “çeviri” koktuğunu anlarsınız. İlgimi çeken, sanıyorum çoğu insanın da ilgisini çekecektir, bütünüyle "çeviri" olan kamp çizgi roman estetiği deyişi. Ne demek kamp? Ne demek kamp çizgi roman estetiği? Muhtemelen haberi yazan kişi (imzasız) okuyan herkesin bunu bildiğini düşünüyor. “Kamp” derken “camp” demek istendiğini kim bilmez ki hem demiş olmalı…Hay Allah!

Sinemada “camp film” kavramı kullanılır, düşük bütçeli, düşük kaliteli filmler için kullanılır diyelim. Aynı filmlere B-Movie, Pulp Fiction, Trash da dendiği olur. Naif, yapay, yüzeysel, süslemeye aşırı ihtimam gösteren, teknik eksikliğini (dekor, kostüm, makyaj vs) gidermek için duygu ve ifadelerin, jestlerin, özellikle yüz ifadelerinin (yakın çekimlerle) aşırı kullanıldığı filmler için bu tür yakıştırmalar yapılır da diyelim.

Dikkat çekmek için göz alıcı bir şekilde giyinen kişiler için kullanılan frapan nitelemesi camp’i de anlatır aslında.

Lafı çizgi romana getirelim: Örneğin çoğu kahraman, özellikle Amerikan süper kahramanlarının bildik pozları vardır. Eller belde, göğüs dışarıda, baş hafif yukarıda vs… Gündelik hayatta hiç kimse böyle durmaz. Veya hiç kimse bir hezeyan içinde değilse eğer “Ben Zagor Tenay, Baltalı İlah” diye kendinden bahsetmez. Veya o kostümlerle dolaşmaz.

Çizgi romanlardaki kahraman duruşlarına, konuşma biçimlerine bakıp bu Camp estetiğidir diyebilir miyiz?

Eskiden- halen de kullanılır, çoğu edebiyat incelemesinde iyi ve kötünün belirginleştirilmesi eleştirilerek –hayattan uzaklaşıp naifleştiği, klişeleştiği için- şöyle denirdi: Çizgi roman estetiği!

Incredible Hulk, adından anlaşılacağı üzere, kamp çizgi roman estetiğine daha yakın olacak

Hulk, Camp ürünüdür mü demek isteniyor, yeni Hulk filminin ilkinden farklı olacağı, çizgi romana daha yakın bir uyarlama mı olacağı ima ediliyor bilemiyorum.

Ama adından anlaşılacağı gibi denmiş… Sırf adına bakarak binlerce çizgi roman camp sayılabilir bu mantıkla…

Camp çizgi roman denildiğinde siyaseten doğruculuk mu yapılıyor? Hani çizgi roman estetiği denmiyor da… camp olmayan çizgi romanlar var da denmek isteniyor ayrıca…

Uzun lafın kısası sinema gibi başka bir mecranın kıstaslarıyla çizgi romanı değerlendirmek ne denli doğru olur diye sormuş olayım. En azından çizgi roman nedir-ne değildir diye konuşurken hatırda tutmak gerekir diye düşünüyorum.

Perşembe, Temmuz 27, 2006

Çizgi Roman Yapalım...

Akademisyen-çizer Mehmet Naci Dedeal’dan çizgi roman üretimi ile ilgili ayrıntılı rehber.

link

Çarşamba, Temmuz 26, 2006

Cemal Nadir Güler (1902 - 1947) Foto Albümü

Cemal Nadir’i size daha önce de anlatmıştım biraz. O başka adamdı. Gürültüsüz adam, gösterişsiz adam. İlk eşi, galiba onu az bulmuştu kendine. Bir bakıma belki azdı, bir bakıma da muhakkak çok!

İkinci eşini bir aile dostuna kaptırdı: Vâlâ Nurettin Vâ-Nû’ya.

Üçüncüsü, adı Ayşe’ydi sanırım, bir Üniversiteli kız... Bir fırtına gibi evin kapısından girdi, penceresinden çıktı!

Ama dördüncüsü, Tanrının ona yarattığı eşti ancak: Güzel zekâsı ve sıcak kalbi ile...

Rahat edecekti artık, mesut olacaktı artık...

Yusuf Ziya Ortaç

link


[Eczacıbaşı Sanal Galeri-Kuratör: Turgut Çeviker]

Salı, Temmuz 25, 2006

Birgün Kitap: Önce Çizgi Vardı

Bugün çıkan Birgün Kitap’ta çizgi roman ele alınmış. Mustafa Arslantunalı, Ahmet Öz, A.Ömer Türkeş, Lami Tiryaki, Levent Cantek, Senay Haznedaroğlu, Orhan Berent, Fatih Okta, Can Yalçınkaya, Erdem Aydoğan, Berna Akkıyal, Hakan Tacal görüş ve yazılarıyla dosyada yer alıyorlar.

Pazartesi, Temmuz 24, 2006

Piyale Madra'dan Karikatürle Tanıtım

(Radikal'den) Türkiye'nin yurtdışında tanıtımı için özel bir şirket tarafından düzenlenen karikatürlü kampanya olumlu sonuçlar verdi. Kampanya dahilinde Türkiye'nin tanıtımı için daha önce kullanılmayan bir yönteme başvurulmuş, Radikal çizeri Piyale Madra'nın özel çizimleri yurtdışına giden 300 bin kargo paketinin üzerinde yer almıştı. Kampanyayla, Madra'nın sempatik karakterleri, arkalarına Türkiye'den manzaraları da alarak farklı ülkelere doğru yol aldı. Fon olarak Kız Kulesi, Beyoğlu, Galata, Dikilitaş ve Ölüdeniz'in kullanıldığı karikatürlerin yanında, mekânların tanıtımları yer alıyordu. Renkli çizimler, güzel manzaralar ve karakterlerin komik diyalogları bir araya gelince hedefe ulaşıldı (...)
link

Pazar, Temmuz 23, 2006

Erkek Dünyasını Anlatıyorum

(...) Kızların hiç ilgisi yok, çünkü ben kadın dünyasına hiç hitap etmeyen bir adamım. Tamamen erkek dünyasını anlatıyorum. Kız olsam ben de ilgi göstermem yaptıklarıma. Yazdığım karakter hiç böyle prototip sevgili tipinde bir adam değil ki, mesela Ersin'in (Karabulut) çizdiği karakter daha ideal sevgili gibi görünür.

link

Cumartesi, Temmuz 22, 2006

Grafik Roman Nedir? (2)

1980’li yılların ikinci yarısında “Dark Knight Returns”, “Watchmen”, ve “Maus”un (3 Büyükler) albüm versiyonlarının kazandığı başarıyla beraber “grafik roman” terimini gündeme geldi. Bu üç kitabın yetişkinlere yönelik olması basında “Çizgi Romanlar Büyüyor” gibi başlıkların görülmesine neden olmaya başlamıştı. Çizgi romandan pek de haberdar olmayan gazeteciler bu trendi yeni ve eşsiz olarak nitelendiriyorlardı. Üniversitelerde kültürel çalışmaların artması ve post-modernist teorinin giderek yaygınlaşmasıyla kültürün sadece “yüksek sanatlar”dan ibaret olmadığı, televizyon, video, rock müzik ve genel olarak popüler kültürü de içerdiği kabul görmeye başlamıştı. Bu noktada Halkla İlişkiler sektörü, bu durumu daha fazla sömürebilmek için olaya el attı. Çizgi romanların büyümesi fikrinin ciddiye alındığını gören yayıncılar kazançlarını arttırmak üzere hikâyenin devam etmesi için uğraştılar. Böylece “yeni bir tür” kavramı ortaya çıktı. Bir pazarlama taktiği olarak bu yeni türe “grafik roman” (graphic novel) adı verildi. Bu adın kullanılmasının çeşitli avantajları vardı. Öncelikle, bu türün yeni bir şey olduğunu ima ediyor ve “comic” kelimesinin çocuksu çağrışımlarını uzaklaştırıyordu. Ayrıca türü roman/edebiyat statüsüne ulaştırma umudu içerisindeydi. İkincil olarak, bu türün örneklerinin, albüm formatının kültürel anlamda saygı gördüğü ve her yaştan insan tarafından okunduğu Avrupa çizgi romanlarına benzeştiriyordu. Son olarak, grafik romanların edebiyatın evrimindeki son basamak olduğu ve romanın yerini tamamen alabileceği bile iddia ediliyordu. Romanın ölmekte olduğu ve görsel iletişimin büyüdüğü söyleniyordu (...).

[Can Yalçınkaya, "Grafik Roman", Çizgili Hayat Kılavuzu, Der. Levent Cantek, İletişim Yayınları, İstanbul. ss.272-285.]

Cuma, Temmuz 21, 2006

Grafik Roman Nedir?

Graphic Novel: Grafik Roman. (1) Üstün nitelikli çizgi roman. Bu tür çalışmalar baskı biçimleri ve çoğunlukla uzun, karmaşık hikâyeler içermeleriyle, nasıl uzunluk ve olay örgüsünün karmaşıklığıyla roman, kısa hikâyeden ayrılıyorsa, aynı şekilde yaygın, sıradan çizgi romanlardan ayrılırlar. Ayrıca, çoğu az sayfa sayısıyla basılan yaygın çizgi romanların aksine, çoğunlukla yapım maliyeti yüksek kitaplar halinde basılırlar.

(2) 21x28cm boyutlarında 48-64 sayfadan oluşan, 1. hamur veya düşük gramajlı parlak lüks kâğıt kullanan bir dergi biçimi. Magazine’den farkı, periyodik olmaması ve başlayıp biten tek sayılık hikâyeler içermesidir. İlk olarak 1980’lerde kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde yaygın olarak kullanılmaktadır.

(3) Amerika’da Avrupa tarzı albümlere ve sanatsal yaklaşımlara öykünülerek seçilmiş bir isim. Grafik vurgusu çizgi olarak farklılığı işaret ederken, saygınlığı ve çağrıştırdıklarıyla “roman” deme tercihinde bulunulmuş. Bu tercih, ilginç bir biçimde Türkçe’de comics karşılığı olarak kullanılan çizgi romana benzer bir isim oldu. Çoğu çevirmen, Amerika’da bir farklılık olarak kullanılmaya başlanan Grafik Romanı Türkçe’ye çevirirken çizgi romandan farklı bir isim aradı. Çizgi ile resim hiyerarşisinden yola çıkarak tarza Resimli Roman dendi. Oysa “Resimli Roman” Seksenli yıllara kadar Türkçe’de comics karşılığı olarak kullanılan bir başka terimdi. Grafik Roman, düz bir çeviri olmakla birlikte hem Amerikan çizgi romanındaki ayrışmayı gösteriyor hem de çizgi romandan farklı bir anlam çağrıştırıyor. [Yeni Serüven 1 (7), Küçük Serüven Sözlüğü]

Aşağıdaki linkteki haber nedeniyle böylesi bir başlık yazılmıştır.

link

Bianchi ile Wolverine …

İtalyan çizer Simone Bianchi, Jeph Loeb'in yazdığı Wolverine 50. sayıyı çizecek. Loeb ve Bianchi'nin Wolverine 55. sayıya kadar beraber çalışacakları konuşulmakta. Lucca doğumlu çizer ilk olarak 15 yaşındayken “Il Tirreno” gazetesi için bantlar çizmiş. 1994'de Claudio Castellini ile tanışmasıyla Bonelli Comics için işler üretmeye başlıyor. İtalya'da “Nembo”, “Rivan Ryan”, “Brendon” gibi serilerde çalışmış. Fantastic Four'un İtalyan edisyonlarının (Fantastici Quattro) kapaklarını çizmiş. Marvel Italia için tek sayılık bir Conan macerasını resimlendirmiş. Carrara'daki Güzel Sanatlar Fakültesinde kısa bir süre Ivo Milazzo'nun asistanlığını yapmış ve ayrıca 3-D resim teknikleri konusunda dersler vermiş. Kısa bir süredir DC Comics için kapak çizimleri yapıyor. Yine DC için Green Lantern 6. sayıyı çizdi (Erdem Denizlioğlu).

link

link

Green Lantern sayı #13 kapağı

Batman Detective Comics sayı #821 kapağı

Batman Detective Comics sayı #822 kapağı

çıplak kadın

Serüvenin internet sayfasını açalı nerdeyse iki yıl olacak. Sayfanın istatistiklerine her gün bakmaya çalışırım, hangi bölümlerin daha çok izlendiği, nelere rağbet edildiğini görmek ilginç geliyor bana. Arama motorlarına ne yazılarak siteye ulaşıldığını dahi bilebiliyorsunuz böylelikle. Uzatmayayım, mesela “Martin Giz Peşinde” key phrases yazarak (arama motorlarından) siteye ulaşanlar arasında bu ay bir numara. Sonra, Kötü Kedi Şerafettin, sonra Serüven geliyor. Elbette bunlar önemli değil, çoğu her ay değişiyor, benim ilgimi çeken ise şu: ilk 10 sıralamasında mutlaka (istisnasız) bir “çıplak kadın” ibaresi oluyor. Yani memleket gençleri google’dan çıplak kadın yazıyorlar, muhtemelen sayfalarca arayıp tarayıp serüven’e de geliyorlar. Site içinden arıyorum, birkaç cümle içinde geçiyor çıplak filan o kadar… Üzülüyorum tabii, gülmeyin…

Çarşamba, Temmuz 19, 2006

spillane öldü....


Spillane'nin ölümü üzerine NTVMSNBC haber (?) sitesinde yayınlanan haber (?) aşağıda:
İlk Dedektif Mike Hammer romanı, ‘I, The Jury’ yi (Tek Jüri Benim) 1946 yılında yazan Spillane’in daha sonra yazdığı 12 Mike Hammer romanı 100 milyon satarak zirveye oturdu. ‘Killing Man’ (Öldüren Adam), ‘Girl Hunters’ (Kız Avcıları) ve ‘One Lonely Night’ (Yalnız Bir Gece), Spillane’in en çok satan Mike Hammer serisi romanları arasında yer aldı. Aralarında ‘Kiss me’ (Öp Beni), ‘Deadly’ (Ölümcül) ve ‘The Girl Hunters’ın da (Kız Avcıları) bulunduğu pek çok romanı film haline getirilen Spillane’in pek çok Mike Hammer öyküsü de televizyon dizilerine uyarlandı.
bu haberi yazan arkadaşın sadece habercilikle ilgili değil, ingilizce ile ilgili de ciddi problemleri olmalı. Spillane/Mike Hammer hakkında verilen bilgilerde ciddiyetsizlik ve sallama temel kriter olarak görülüyor. Aynı ciddiyetsizlik, ülkemizin en büyük ve prestijli (?) yayınevlerinden Can Yayınlarının yayınladığı Mike Hammer romanlarının girişinde de var. Can Yayınlarının verdiği bilgiye göre, Spillane 30'u Mike Hammer olmak üzere toplam 31 roman yazmış. Yazdıkları da milyonlar satmış. Mike Hammer yazmak ve milyonlar satmak dışında Spillane hakkında bilinen bir şey yok. Ha bir de "Kemal Tahir'in Mike Hammer'ları Spillane'ninkinden daha güzel" ve "Türkiye'de 200'den fazla sahte Mike Hammer romanı yazılmıştır" demek ulusal bir geyik. kim hepsini okuduysa artık... Ortalıkta "bilgi" diye dolaşan aynı cümleler ve hemen hepsi yanlış.
Uzun zamandır yazmayı düşündüğüm Mike Hammer yazısını çıkacak ilk Serüven sayısına yetiştirmek şart oldu... O zamana kadar şunu söylemekle yetineyim:
‘I, The Jury’ yi (Tek Jüri Benim..Kİ BU KİTABIN TÜRKÇEDEKİ TÜM BASKILARINDA KULLANILAN İSİM "KANUN BENİM"DİR) 1946 yılında yazmamış, 1947 yılında yazmış. Temmuz 1947 tarihinde yayınlanmış...
30 değil (NTV'nin yazdığı gibi 12 de değil) 13 Mike Hammer kitabı yazılmış.
Kiss me’ (Öp Beni) ve ‘Deadly’ (Ölümcül) diye bahsedilen roman Kiss me Deadly isimli 6. Mike Hammer romanı 30 milyonun üzerinde satmış.
Türkiye de sahte Mike Hammer romanları yazılmasından daha ilginç bir şey var: Orjinal romanların sonları değiştirilmiş (bir polisiye romanın sonu değiştirilmiş yani...)
Türkiye'de 13 Mike Hammer kitabının 12'si kesin yayınlanmış. One Lonely Night’ ın türkçe baskısını ben göremedim....
Girl Hunters filminde Mike Hammer rolünü Spillane oynamış...
vs.....

Salı, Temmuz 18, 2006

Serüven DeviantART'ta

DeviantART'ta kendimize bir sayfa açtık. Bu sayfayı yerli çizgi roman üretimine yönelik süregelen çalışmalarımıza hız kazandırmak, yeni üreticilerle karşılaşabilmek, yeni projeler için onları teşvik etmeyi amaçladığımız için açtık.

link

Pazartesi, Temmuz 17, 2006

Serüven Heyecanla Sunar...

"Çocuk ya hekim ya emci soyundanmış zaar. Narçiçeği, pamukotu, sedefotu sıralamış öldüm diyen Gargalar Padişahını tez elden adam etmiş."

[Pek yakında...]

-Valla Geliyo Deli Gücük
- Kargaları da va mı?
- Kaç kargası var?

Pazar, Temmuz 16, 2006

Serüven Heyecanla Sunar...

Beni öğretinden uzaklaştırmakla ne büyük iyilik yaptın usta bilemezsin! Senin bile cesaret edemediğin ufuklara yolculuk ettim, dokunamayacağın kitapları okudum, senden çok fazlasını gördüm!

[Eylül'de...]

Cumartesi, Temmuz 15, 2006

Serüven-mangAnime Ekim'de

Olağandışı-beklenmedik bir gelişme olmazsa Serüven-mangAnime adlı önümüzdeki Ekim ayında çıkacak yeni bir yayına başlıyoruz. Daha önce mangaAnime adlı dergiyi çıkartan genç ekip tarafından hazırlanacak olan dergi biçim ve içerik olarak Serüven ölçülerinde yayın yapacak. Derginin altı aylık aralıklarla Ekim ve Nisan aylarında çıkması planlanıyor. Serüven-mangAnime ile ilgili gelişmeleri site, blog ve grup sayfalarımızdan sürekli olarak duyuracağız.

Serüven’in Eylül sayısı için hazırladığımız Manga dosyasının büyükçe kısmını yeni yayınımıza aktaracağımızı, Serüven’in üçer aylık yayın akışının değişmeden süreceğini de duyuralım.

Cuma, Temmuz 14, 2006

Aslan Şükür Serüven'de

Türkiye'de çıkan çizgi romanlara sayısız kez kapak çizmiş ünlü ressam Aslan Şükür'le yaptığımız geniş röportaj, 15 Eylül'de çıkacak sayımızda yer alacak, duyurulur.

Mike Mignola's The Amazing Screw-On Head

Mike Mignola'nin 2003 Eisner Ödüllerinde en iyi mizahi yayın ödülünü alan The Amazing Screw-On Head adlı çizgi romanının animasyon serisi olarak tekrar hayat bulması söz konusu. Şimdilik serinin pilot bölümünü online olarak izlemeye açan SciFi kanalı, izleyicilerden gelecek yorumlara göre serinin devamını getirip getirmemeye karar verecek.

Link

Perşembe, Temmuz 13, 2006

Serüven-mangAnime...

Çok ama çok yakında...

Çarşamba, Temmuz 12, 2006

Cemal Nadir Karikatür Kütüphanesi

Karikatürist Kamil Yavuz, atölyesinde Cemal Nadir Karikatür Kütüphanesi açtı. Kütüphaneye katkıda bulunmak isteyenler için adres: Kamil Yavuz, Karikatur-Sanat Atolyesi/Cemal Nadir Güler Kütüphanesi Rıhtım Cad., Reşitefendi sok., Çelik İŞ Merkezi, Kat.1 66-9, Kadiköy - İstanbul.

link

Salı, Temmuz 11, 2006

Kediler Serüven'i Sever

Bir süredir ailemin yanında tatil yapıyorum. Tatil yapıyorum dediysem, deniz-kum-güneş'ten mürekkep bir tatil değil bu. Tez yazmaya çalışıyorum. Ben bilgisayarın başında bir şeyler yazarken, resimde gördüğünüz Tarçın adlı yaramaz da elinden gelen her şekilde bana engel olmaya çalışıyor. Elimi ısırıyor, bilgisayarın klavyesinin üstünde yürüyor, kafama atlıyor. Bir süre sonra da yorulup uyuyor. En güzel rüyaları da, Serüven'in üzerinde uyurken görüyormuş...

Gto, Japon Toplumsal Değerlerine Naif Bir Başkaldırı

Peki, nedir Onizuka’yı bu kadar başarılı kılan? Japonya sosyal sorumlulukların belirlediği bir değerler sistemi üzerine kurulmuş bir toplumdur ki bu hür düşünce ve özgür iradenin bastırılması anlamına gelir. İsyankârlık ve kural tanımazlık, GTO’nun yaşandığı dönem olan 80’lerin sonu 90’ların başında, bir başka deyişle ekonomik bunalımın, yüksek orandaki işsizliğin (Japonya’nın alışık olmadığı bir kavram) ve suiistimallerin açığa çıktığı yıllarda bile hoş görülemez. “Görüneni” muhafaza etmek için harcanan çabalar, açık çatışmalardan kaçınma ve bunları bastırmaya yönelik sayısız ince yöntem Japonya’da adeta gelenekselleşmiştir. Japonların çatışması ve bunun bastırılması, bastırılamayacak duruma gelince sonucun nasıl olduğu GTO’da abartılı ve stilize bir kara mizahla sergilenmekte.
[Serüven 6'da yer alan Eylem altıntaş imzalı yazıdan bölüm]

Pazartesi, Temmuz 10, 2006

Kapaklar



Levent, geçenlerde Samim Utkun'un çizdiği bir ilanı koymuştu. Utkun, ellili yıllarda pek çok roman kapağı da yapmış bir sanatçı. Yandaki kapak Ekicigil yayınevi tarafından 1955 yılında basılmış. Diğer örneğimiz de çizgi roman ressamı olarak bilinen Faruk Geç'in Başak yayınevinin James Bond serisinden çıkan " Altın tabancalı adam " için yaptığı kapak. Tarih 1966.

Sahtekârlık Yapmıyorum...

(...) İyi ama bebek artık benim değil ki! O bebeğe büyük bir sevgiyle, büyük bir tutkuyla bağlanmıştım fakat içkiyi fazla kaçırdığım bir akşam tutup onu çingenelere satmışım, onlar da bebeğimi fahişeliğe zorlamışlar. Arada sırada bana çocuğumun son durumunu görebilmem için her seferinde daha parlak ve kaliteli kâğıtlara basılmış fotoğraflarını ve yine büyük bir kibarlık örneği sergileyerek kazandığının bir kısmını gönderiyorlar. Biraz melodramatik oldu ama 25 yıldır yazıyorum ve sanırım nasıl bir tutkuyla ürettiğim ortada- sahtekârlık yapmıyorum ben. Yazdığım hemen her şeyde hırsımı en üst düzeyde tutmaya çalıştım. Bunu başardığım zamanlar oldu. V for Vendetta bunlardan birisidir.[Son sayımızda yer alan “Çizgi Roman Endüstrisinden Hiçbir Zaman Hoşlanmadım” başlıklı Alan Moore röportajından. V for Vendetta ile ilgili başına gelenleri anlatıyor]

Pazar, Temmuz 09, 2006

Tommiks, Teksas, Kinova

Vakvakolojiyi bir gazete yazısının dar sınırları içinde az-çok tanıttıktan sonra yine vakvaklar kadar yaygın -hatta daha da fazla- bir o kadar da zararlı, yararsız çizgi kitaplara, Tommiks, Teksas, Kinova'ya göz atalım. Hemen her gazete bayiinde bulunan ve son derece ucuza alıma sunulan bu çizgi kitapları, çocuklarımız sonsuz bir zevkle okumakta, elden ele dolaştırmaktadır, özellikle okul tatillerinde hangi çocuğun elinde bu tip kitaplara rastlanmaz ki? Neden seviyorlar bunları çocuklar? Yanıt kolay; her yerde kolayca bulup ucuza alabiliyorlar, düşünmeden okuyarak ussal tembelliğe sürükleniyor, buna alışınca da artık tutkunu oluyorlar, Orta Asya'dan gelme, çağdışı, hep özendirilen "erkeğin atı, avradı, silahı" temasına benzer at, silah kavga, vur-kır olayı sürekli yineleniyor. Çocuklarımız dövüşmeye, bedence kuvvetli olanın zayıfı ezeceğine, ezmesi gerektiğine, kaba kuvvete, sevgisiz, sanatsız, yaratışız, renksiz, kısır, düşünülmeden yaşanılan, elkoyucu, yayılımcı amaçlarla dolu bir dünyayı geliştirmeye özendiriliyorlar, zehirleniyorlar...[Yeni Serüven 2'de yer alan "Neler Çektik Biz Şu Teksas-Tommiks'ten" yazısından. Buket Uzuner'in 1979 yılında yazdığı bir gazete yazısından alıntılanmış.]

Cumartesi, Temmuz 08, 2006

126

Berardi kendisine Julia’nın niye diğer Bonelli yayınları gibi 94 sayfa değil de 126 sayfa olduğu sorulduğunda şu yanıtı vermiştir: “Sayfa sayısının artışı, bu türe ve benim hikâyelerimin film şeridi özelliğine bağlı bir gereklilik. Bu tarz serüvenleri (hikâyeleri) 94 sayfaya sığdırmak çok zor. Kişileri tanıtmak onları harekete geçirmek, psikolojilerinin derinliklerine inebilmek yeterli olmuyor. Oysa, 32 sayfa fazladan yeriniz olursa çok önemli bir ritim üzerinde çalışabiliyorsunuz. Müzik, vurgular, duruşlar, hızlanışlar ve yavaşlamalardır macerayı etkileyici kılan. Bu her tür için geçerli. Okurun soluğunun, hikâyeyle eş zamanlı olarak hızlanması ya da yavaşlaması gerekli.” [Beşinci sayımızda yer alan Batuhan Cantürk imzalı "Julia, Sinemasal Çizgi Roman Üzerine Düşünceler" adlı yazıdan]

Cuma, Temmuz 07, 2006

Çizgi Roman Nedir?

(...) Çizgi romanın temel malzemesi “bant”tır (strip) . Bu bir dizi resimle yapılan bir anlatıdır- her zaman değilse de genellikle yazı da içerir. Uzunluğu bir kareyle binlerce kare arasında değişebilir. Yani “çizgi roman”, bir kitapçık, dergi veya kitap halinde basılan ve temel bir özellik olarak bir veya daha çok kare içeren bir yayındır. Çizgi romanlar genellikle düzenli olarak (haftalık, aylık ve bazen mevsimlik) yayınlanır ve fiyatları, mümkün olduğunca çok kişinin satın alabilmesi için ucuz tutulur. Çizgi romanın belli kural ve gelenekleri vardır. Grafik tasarım yönünden bakıldığında en çok bilinen gelenek karelemedir. Kareler öyküyü kolayca anlaşılır parçalara bölerler. Kareler olayları görmemize olanak veren pencereler gibidir ve bazen önemli bir anı vurgulamak için bazı kareler diğerlerinden daha büyük olur. Diğer biçimsel gelenekler hız çizgileri, konuşma ve düşünce balonları ve şaşkınlık ifade etmekte kullanılan yuvalarından dışarı fırlayan gözle örnekleyebileceğimiz türlü görsel sembolizmdir (...). [Son sayımızda yer alan Roger Sabin imzalı yazıdan bölüm]

Perşembe, Temmuz 06, 2006

Eddie Campbell’in Grafik Roman Manifestosu

(...) 3. “Grafik roman” bir biçimden çok bir akımı belirtir (...)

4. Grafik romancı kendisinden önceki çeşitli isimleri, onların çalışmaları olmadan kendisininkileri hayal edemeyeceği dahiler ve peygamberler olarak saysa da kendisinin veya genel olarak sanatının bir parça şöhret kazandığı zaman William Hogarth’ın Rake's Progress’inin devamı gibi de görünmek istemez. (...) [Son sayımızda yer alan aynı adlı yazıdan...]

Çarşamba, Temmuz 05, 2006

M.K. Perker’den Haberler

İlk haber Escapist ileilgili. Darkhorse'un yayınladığı Escapist aylık biçime dönüştü. Darkhorse aynı formülü daha önce Hellboy'da uygulamıştı. Kısa öykü antolojisi olarak başlayıp “tutarsa” aylık formata çeviriyorlar. İlk sayı bu ay piyasaya çıktı (yazan: Brian K. Vaughan, çizen: Philip Bond-Tank Girl-). Bu macera 6-7 ay sürecek sonra da M.K. Perker'in çizdiği "Double or Nothing" isimli macera (senaryo: Ken Kristensen) tek sayı olarak çıkacak.

İkinci haber M.K. Perker DC/Vertigo için "Cairo; City of Victory" (Senaryo G. Willow Wilson) isimli bir albüm çizmeye başladı. 160 sayfalık albüm 2007'de piyasada olacak.

Üçüncü haber ise M.K.Perker, Mad dergisinde "Middle School Nostradamus” isimli bir tiplemeye başladı (Senaryo: Simon Rich). İki ayda bir gibi yayınlanacak dizi Mad'in tarihinde seri olarak yayınladığı 3-4 karakterden birisi oldu.

Not: DC, sayfa örneklerinin ancak dergide (Serüven) yayınlanmasına izin veriyor, resmi sitesinde yayınlanana kadar ilgili görsel malzemeleri web sayfalarımızda kullanamıyoruz, duyurulur.

excellent journal!

Asya ve Ortadoğu çizgi romanının uluslararası ölçekli uzmanlarından akademisyen John Lent, Serüven’i beğeniyle tanımlayarak “excellent journal” ifadesini kullandı. Önümüzdeki sayıda Lent ile yaptığımız kapsamlı bir röportaj yer alacak, şimdiden duyurulur...

link

Salı, Temmuz 04, 2006

Tenten ve Çizerler



Anders Østergaard
'in hazırladığı Tintin et Moi(Tenten ve Ben) adlı belgesel Temmuz ayı içinde Amerika'nın PBS kanalında gösterilecek. PBS'in bu belgesel filmi tanıtmak amacıyla hazırladığı web sayfasına son olarak Seth, Daniel Clowes ve Chris Ware gibi 6 tanınmış çizerle Tenten ve Hergé üzerine yapılmış röportajlar eklenmiş.

Link

Pazartesi, Temmuz 03, 2006

Ratip Tahir

Kaç zamandır eskilerden söz ediyoruz. Bir Ratip Tahir fotoğrafı kullanalım sayfada diyordum. 1953 tarihli bir fotoğraf, arşivden.

Pazar, Temmuz 02, 2006

Samim Utkun 1955

1955 tarihli bir gazete ilanı. İsim çarpıcı, kitabı anlattığını varsayabileceğimiz resimleme de ilginç. Bir başka ilginçlik resmin Samim Utkun imzasını taşıması. Muhtemelen kopyalanmış, ne sahne tasarımı ne de çini Samim Utkun izi taşımıyor. Yanlış olmasın baskın değil demek belki daha doğru, arka fonda Utkun’un tarama ucu görülebiliyor. Resimle ilgili birkaç ayrıntıdan söz etmeli. Çıplak bir kadın (ama çıplaklık ustalıkla gizlenmiş), üstelik bağlı (ama bağları göremiyoruz, bu sebeple de kopya olduğu açık). İki adam kavga ediyor, biri kötü adam, diğeri muhtemelen kahrama. İki işi bir arada yapıyor hem kurtarıyor hem uğraş veriyor. Ellili yıllarda Türkiye’de bu tür illüstrasyonlar çok yaygındı. (Yelpaze sayılarında yayınlanan bu türden tam sayfa işler çocukluğumda beni çok etkilemiştir.) İşte adam köprüden düşen bisikletli çocuğu tutmuştur ama “tam o esnada” kendisini köpek ısırmaktadır vs…

Ersin Karabulut, Pişmiş Kelle vd..

(...) Pişmiş Kelle, okurları için de hep özel bir dergi olmuştur, hep “çok başkaydı” diye bahsedilir. İlk başladığım, çizgi ve mizah kültürüyle ilk tanıştığım yer olarak benim ruhumda çok başka bir yere sahip. Kapısından içeri ilk girdiğim anla, dergi kapanırken o kapıdan son çıkışımı yan yana getiriyorum, arada kesinlikle “bir şeyler” öğrenmişim. Teknik bir bilgiden bahsetmiyorum, hayata dair, hayata doğru bakabilmekle ilgili bilgilerdir söylediğim. Orda tanıdığım ustaların aslında ne kadar önemli insanlar olduklarını o zaman algılayamamışım. Şimdi daha iyi görüyorum (...) [Son sayımızda yer alan röportajından]

Cumartesi, Temmuz 01, 2006

Duyduklarımız

Lombak çizerlerinden Oky’nin çizerlerle ilgili bir belgesel yaptığını,
Metin Demirhan’ın trash nitelikli filminin çekimlerine devam ettiğini,
Birgün Gazetesi Kitap ilavesinin üç hafta sonra çıkacak sayısının çizgi romanlara ayrılacağını,
Kadın Eserleri Kütüphanesinin 2007 yılında yapacağı atölye çalışmalarından birini “Kadın ve Mizah” konusuna ayırdığını duyduk.

Devr-i Alem Sahaf

1930’lardan günümüze dek çıkmış Tex, Zagor, Martin Mystere (Atlantis), Büyülü Rüzgar, Mister No, Pistolero, Larry Yuma, Ken Parker (Alaska), Tenten, Red Kit, Asterix, Blueberry, Kızılmaske, Mandrake, Conan, Gordon, Teksas, Tommiks, Karaoğlan, Tarkan, Kara Murat, Kaptan Swing, Korku, Vampirella, Nathan Never, Tom Braks, Kit Taylor, Tarzan, Superman, Batman, Spider-Man, 1001 Roman, Köroğlu, Tina, Ceylan, Pekos Bill, Zıp Zıp, Kinowa, Yüzbaşı Volkan, Yuki, Milliyet, Hürriyet, Tercüman, Türkiye ve Yaman Çocuk, Doğan Kardeş ve Çocuk Haftası, Bonanza, Punisher, Miki, Demir Adam, Kaptan Amerika, Silver Surfer, Savaş, Ms Marvel başta olmak üzere pek çok efsanevi çizgi roman kahramanına ait otuz binden fazla yerli ve yabancı çizgi roman ile yine binlerce polisiye, korku, bilim-kurgu, fantastik, western, savaş vb. roman sizleri bekliyor.

Adres: Tunalı Hilmi Cad. Kuğulu Pasajı No: 123/18-40 Kavaklıdere – Ankara

Telefon: (0312) 466 59 75

e-mail: ayhan_atm@mailcity.com