Cuma, Ağustos 10, 2007

12 yaş meselesi

NTV haberinde Erdil Yaşaroğlu, burukluk olabilir, bir parça kızgınlık olabilir, nahoş saymamız gereken bir kaç şey söylemiş. Mizahçılar bu türden ayrılıklar hakkında özellikle medya önünde pek konuşmuyorlardı, iyi de yapıyorlardı. Yaşaroğlu, ayrılanları ayrılık için genç veya olgunlaşmamış buluyor ki, "aileden 20 yaşında ayrılık olur da 12'sinde olmaz" mealinde bir şeyler söylüyor. Merak eden tekrar izleyebilir.

İlgimi çektiği için paylaşmak istedim, pek çok çizerin dergicilik deneyimi olduğu için hafızamdan bir kaçını sıraladım. Hıbır çıktığında Ergün Gündüz 29, Latif Demirci 28 yaşındaydı. Limon çıktığında Tuncay Akgün 30, Mehmet Çağçağ 33 yaşındaydı. Penguen çıktığında Yaşaroğlu 33, Selçuk Erdem 31 yaşındaydı. Penguen'den ayrılanlardan Yiğit Özgür 30, Memo 35, Ersin 26, Oky 35 civarında. Ne demek istediğim anlaşıldı galiba. Sözkonusu "12" bir hiyerarşi vurgusu ise doğrusu nezaket içermiyor. Keşke söylenmeseydi...Ustayı çırağı, iyiyi kötüyü dergi dışında okur tefrik ediyor çünkü...

Bu bana geçmişi hatırlattı ayrıca. 1986 ya da 87'de Oğuz Aral, Ankara'ya gelmişti. Okurlar, meraklılar etrafını çevirmiştik. Limon çıkmıştı, hemen hepsinin çoluk çocuk olduğunu, ellerine yüzlerine bulaştırıp Gırgır'a geri döneceklerini söylemişti. Yorum yapmadan geçiyorum.

Dergicilik aslında can çekişiyor. Penguen'deki kopmalar gösteriyor ki dergilerin ömrü de kısaldı. Eskiden 10 yıl derlerdi, demek ki artık o kadar değil.

Not: İllüstrasyon, M.K.Perker'e ait. Hayatın daha yavaş, dergilerin daha uzun ömürlü olduğu günlerde Oğuz Aral üç yüzbinlik okuru peşinden sürüklüyor.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home