Çarşamba, Mart 31, 2010

Melankomik

“….Avrupa’daki çizgi roman piyasasını inceliyorum. Bu yüzden etkisinde de kalıyorum. Onların yetenekleri, desen aralıklı işlerini Türkiye’de de yansıtmak istiyorum. Bu dışarıda da, Türkiye’de de kaliteyi arttırır. Türkiye’deki çizimle Avrupa’dakiler arasında farklar var. Türkiye’de dediğim gibi çoğunluk genç okuyucu. Ve genç okuyucu çoğunlukla ağır çizgi romanlardan kaçıyor, okumak istemiyor. Tek karelik öyküler, çabuk tüketilebilecek hikayeler, yormayan şeyler istiyor. Avrupa’ya çıktığın zaman koca koca albümler görüyorsun. Zaman zaman onları okurken ben bile kasılıyorum. Mesela adam 500 sayfalık bir çizgi roman yapmış oku oku bitmiyor. Peki oradaki okuyucu nasıl okuyor. Her karesi muhteşem desenler ve hikayelerle dolu. Onu okumak için herhalde 1 haftanı falan vermen gerekiyor. Türkiye’de kimse böyle bir şeye zaman ayırmaz. Okumaya alışık değiliz…Evet evet berbatız. Şu bakımdan berbatız diyorum, çünkü mizah dergiciliği yapıyoruz biz. Tek sayfada çizgi roman yapmak zor… Şimdi okuyucu hikaye okumak istiyor, ama aynı zamanda devamı haftaya gibi olsun da istemiyor. Okuduğu hikayenin orada bitmesini, haftaya yeni bir hikayenin gelmesini istiyor. Ya da sonu açık bırakılırsa sonraki hafta buna devam etmek istiyor. Ama macera kısa kesilsin istemiyor. Bu yüzden haftalık dergilerde çizgi romancılık zor. Haftalık derginin sayfa sayısı sınırlı. Çizgi romancıya topu topu bir, bir buçuk sayfa veriliyor….” (Newsweek Türkiye, 16.3.2009,Pınar Aksu)

link

Etiketler:

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home