Cumartesi, Temmuz 31, 2010
Perşembe, Temmuz 29, 2010
Çarşamba, Temmuz 28, 2010
Çizgi Romanın da Bir Mühendisliği Var

Deli Gücük çizerlerinden Uğur B. Sertçelik anlatıyor
röportajın tamamı için link
Foto: Kerem Yücel
Etiketler: Deli Gücük
Salı, Temmuz 27, 2010
Deli Gücük’ün Kalabalık Bilinçaltı


Yazının tamamı için link
Etiketler: Deli Gücük
Pazartesi, Temmuz 26, 2010
Pazar, Temmuz 25, 2010
Cumartesi, Temmuz 24, 2010
Cuma, Temmuz 23, 2010
Perşembe, Temmuz 22, 2010
Uzak Amerikan Taşrasında Bir Aile

Etiketler: 101 Yorum
Çarşamba, Temmuz 21, 2010
Salı, Temmuz 20, 2010
John Buscema Anlatıyor

Pazartesi, Temmuz 19, 2010
Pazar, Temmuz 18, 2010
Cumartesi, Temmuz 17, 2010
Gemide Devrim

yazının tamamı için link
Etiketler: 101 Yorum
Salı, Temmuz 13, 2010
Harvey Pekar - 1939-2010

Harvey Pekar, 12 Temmuz 2010 sabahı, Cleveland'daki evinde ölü olarak bulundu. Ölüm sebebi henüz belli olmamakla birlikte, Pekar'ın bir süredir prostat kanseriyle mücadele ettiği biliniyor.
1970'lerin ilk yarısında American Splendour adlı otobiyografik underground çizgi romanını, aralarında Robert Crumb'ın da olduğu çeşitli çizerlerle işbirliği içinde yayınlamaya başlayan Pekar, öykülerinde bilhassa gündelik hayatın 'önemsiz' ayrıntılarına odaklanıyordu. 80'lerde David Letterman'ın programına katılımıyla ve 2003'te çizgi romanlarından uyarlanan American Splendour adlı film sayesinde daha mainstream bir şöhret kazanmıştı ve son birkaç yıldır çizgi romanları DC/Vertigo tarafından yayınlanıyordu.
Son olarak, geçtiğimiz sene The Beats ve Studs Terkel's Working adlı grafik 'belgesel' çizgi romanları yayınlanmıştı.
Pazartesi, Temmuz 12, 2010
Ölümün İyiliği Hatırlattığı Masal

Yazının tamamı için link
Etiketler: 101 Yorum
Pazar, Temmuz 11, 2010
Vicdan Adlı Bir Kedinin Hikâyesi

Vicdan, pek çok kedi anlatısında olduğu gibi insan özellikleriyle tipleştirilmiş, yanlış anlaşılmasın, funny animal – Walt Disney tarzı insan gibi konuşup yürüyebilen hayvanların kahramanı olduğu bir anlatı değil bu. İnsanlarla hayvanlar birbirlerini anlamıyor, iki tarafın konuşmalarını okurlar olarak biz izleyebiliyoruz. Bu anlamama hali, anlatıcı olan Vicdan’ın yorumlarıyla komikleştiriliyor. Hınzır, hazırcevap, ağzı bozuk, ‘erkek Fatma’ ölçüsünde bir sokak kedisi karşımızdaki… Gerçi Vicdan’ın cinsiyeti bazen önemsizleşiyor, meydan okuyuculuğu nedeniyle bir erkek gibi algılanabiliyor, bu ilginç. Ertem, Vicdan’da iyi bildiği bekâr evlerini, sonraki çalışmalarında özel olarak ilgi gösterdiği hırsızlar, metresler ve fahişelerin dünyasını resmediyor bize. İnsanlarla pragmatik ilişkiler kuran, karnını doyurmak için sevimlilik yapmak zorunda kalan ve tüm bunlara rağmen özgür bir ruhu olduğuna çevresindekiler kadar kendini de inandırmaya çalışan Vicdan, seyahatleri sırasında karşılaştığı, metreslik yapan kadınlara benziyor en çok. Vicdan nasıl evden eve savruluyorsa bu kadınlar da hoyrat ve zengin erkekler arasında bir yaşam mücadelesi veriyorlar. Tavizkârlar, iltifat ediyorlar, refah peşinde koşuyorlar ve işler ters giderse kıyasıya kavga ediyorlar.
yazının tamamı icin link
Etiketler: 101 Yorum
Cumartesi, Temmuz 10, 2010
Herşey Acı ve Hüzün Taşıyor

Yazının tamamı için link
Etiketler: 101 Yorum
Cuma, Temmuz 09, 2010
Perşembe, Temmuz 08, 2010
Çarşamba, Temmuz 07, 2010
Pazartesi, Temmuz 05, 2010
Bir Sergi Duyurusu

Karikaturka 2010 - Küresel-Bölgesel
Acilis: 9 Temmuz Cuma, Saat 19:00, Tütün Deposu, Istanbul
Süre: 10. Temmuz – 6. Agustos 2010
Sergide bulunacak cizerler Joep Bertrams (NL), Jos Collignon (NL), Burkhard Fritsche (D), Gabi Kopp (CH), Güneri İçoğlu (TR), Tom Janssen (NL), Heribert Lenz (D), Sefer Selvi (TR) ve Markus Urfer 'dir (CH)
Tütün Deposu İstanbul, 9 Temmuz 2010 tarihinden itibaren Karikaturka 2010 - Küresel-Bölgesel adlı sergiye ev sahipliği yapacaktır. Serginin sunum ve organizasyonunu İstanbul Diyalog Derneği, Amsterdam persmuseum ve Kassel Caricatura Gallery üstlenmişlerdir. Bunların yanı sıra, Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Amsterdam Stichting Democratie en Media, İstanbul Hollanda Başkonsolosluğu, yine Amsterdam Stichting Röportaj, İsviçre Pro Helvetia Arts Council, dDf Istanbul ve de Anadolu Kültür İstanbul sergiye maddi destekleri ile katkıda bulunmaktadırlar.
Türkiye, Hollanda, Almanya ve İsviçreden seçlmiş birbirinden başarılı karikatüristler eserlerini ilk defa birlikte Caricaturca 2010’da sunmaya hazırlanıyorlar. Yaklaşık 200 eser birbirinden farklı kültürel manzaraları ve bağlamları kıyaslayarak gözler önüne serecektir. Serginin alt başlığı ‘ Küresel-Bölgesel’, farklı mızah anlayışlarını kıyaslama hedefini ifade etmektedir. Bu çerçevedeki genel odak noktası ise, karikatüristlerin kendilerinin yaşadıkları dünya ve bu dünya içerisinde barınan populer kültür, politika ve bireysel olarak ilgilendikleri temalardır. Eserlerin bir kısmı, karikatür krizi olarak adlandırılan gerginliği ve kendilerinin bu noktadaki fikirlerini de konu almaktadır.
Acilis saatleri: Sali – Cumartesi 11:00 – 19:00
Etiketler: duyurulur
Zeynep Ozatalay: "Piyasa İşleri Dışında Projeler Üretmeliyiz"

(...) Aslında meslek sıkıntılarıyla ilgili bahsettiğim şeyin acısı tam da buradan çıkıyor. Kendimiz için birşeyler yapmak, piyasa işleri dışında proje üretmek.. Etrafım çok yetenekli insanlarla çevrili, o kadar inanılmaz çizerler var ki memlekette.. Ne yazık ki çok büyük vaktimizi sadece geçimimizi sağlamak için çalışmakla harcıyoruz. Ne zaman bir araya gelsek konuşup duruyoruz, ama bu işleri organize eden, takip eden, dağınık olanı toplayıp üretime dönüştürecek ekipler gerekiyor. Sadece bir yazar- çizer birlikteliği de yeterli değil. Gerçi mesela ÇAPA yıllarca kendi çabasıyla üretti, çizdi, bastı, dağıttı. Pek çok fanzin bu duruma örnek gösterilebilir. Ama bunun bir adım ötesine henüz yaygın olarak geçemedik.
Röportajın tamamı için link
Etiketler: Deli Gücük
Pazar, Temmuz 04, 2010
Sanat ve Emek demişken

Cumartesi, Temmuz 03, 2010
Cuma, Temmuz 02, 2010
Perşembe, Temmuz 01, 2010
Kolektif Çalışma Öğretici ve Zenginleştiricidir

Deli Gücük çizerlerinden Emre Yüce ile konuştuk
(...) Pek çok çizer ve yazarın bir araya gelmesini, kolektif bir çalışma hazırlamasını nasıl buluyorsunuz?
Kimileri bu şekilde çalışmanın, insanları zorladığını ve kısıtladığını düşünebilir ancak farklı tarzların böyle buluşması, hem çalışanlar için öğretici olabilir, hem de kurgulanan eseri zenginleştirebilir.
Deli Gücük nasıl bir kahraman sizce?
Çoğu çizgi roman kahramanı adalet ve iyilik için savaşır. Deli Gücük de temelde öyle ama doğaüstü yanları ve görüntüsü insanları korkutuyor. Kimi zaman olayların içine girmeyip, sadece görünüp geçmesi, O’nu herşeyi aşmış, kayıtsız, varla yok arası bir varlığa dönüştürüyor.
Röportajın tamamı için link
Etiketler: Deli Gücük