Pazartesi, Ocak 23, 2006

mistah! mistah!

parantez’in yayınlamaya başladığı manara dizisini ben doksanlı yılların başında ingilizceden okudum. çıkan üçüncü kitap benim elimdeki an author in search of six characters albümünün bir bölümü. insan daha önce başka bir dilde okuduğu çizgi romanı türkçe okuyunca ister istemez karşılaştırmalar yapıyor. üstelik ben ingilizceden okumuşum, türkçesi fransızcadan çevriliyor.

manara’nın bu albümünde benim çok ilgimi çeken bir ayrıntı vardı. işte kuzey afrika’da, sanırım tunus-cezayir taraflarında bir yerde bergman ve yanındaki kadının etrafını yerli çocuklar sarar ve aksanlı (ya da dilleri ancak o kadarına döndüğü için) mister demeye başlarlar: mistah! mistah!.. manara, bunu öyle bir anlatır ki, hem sesler çoğalır hem yerli çocuklar..tüm kareyi mistah! yazılı balonlar doldurur…elbette mizahi olarak anlatır bunu…

yanılmıyorsam bir tenesse williams uyarlaması seyretmiştim, orada da yerli halk yabancıya dünyayı dar ediyordu… bizim sokakta siyah-afrikalı gençler var..mahalleli bebeler arkalarından arap! diye bağırıyorlar kaç kere rastladım… italyan filmlerinde seyyar satıcı küçük çocukların şehri meydanında ısrarla çiçek satmaya çalıştıklarını görürüz, insanları bunaltırlar…liberatore, ranxerox adlı kahramanının çiçekçi kızın elini kırdığını çizmişti ve “italya’da herkes bunu yapmak ister, ben çiziyorum” demişti… manara da benzer bir baskı ve sıkıntı hissiyatı yaratıyor o karelerle.. başka şeyler de söylenebilir, örneğin oryantalist bir metin olarak görülebilir anlatılanlar…siyahlar-beyazlar, medeniler-vahşiler vs dualizmi…

bu ayrımı türkçe çeviride daha çok hissediyorsunuz… etraflarını saran çocuklar mister yerine “sahip! sahip” diye bağırıyorlar…önce anlamadım, hep yukarıdaki gibi düşünmüş, metne bu türden bir anlam yüklemiştim…mistah! (mister) yerine sahip! olunca ingilizce çeviriye tekrar baktım, fransızcadan ingilizceye bir fransız çevirmiş…linda (stark) ile konuştum, o metnin fransızcasında “sahib” yazabileceğini, çevirmenin de bunu aynen bırakmış olabileceğini söyledi..ben böyle düşünmemiştim, o tenten’i ingilizceden okumuş ve orada da sahib sözcüğünün aynen bırakıldığını hatırlıyor…ne diyordum, ben bu sahib sözcüğünü böyle düşünmemiştim… jungle jim türü anlatılarda afrika’da yerliler beyaz adama sahip derler…kökler gibi tv dizileri de yaygınlaştırmıştır bunu, köleler sahip derler beyaz patronlarına-çiftlik sahiplerine…

acaba…..master ya da owner mı diyorlar yoksa o filmlerde de sahip mi deniyor, türkçeye aynen aktarılıyor…

veya manara’nın ingilizce bilen fransız çevirmeni niye sahip diye bırakmıyor da mistah yapıyor…türkçe çeviride sadakat var da fransız niye uyarlıyor?

ve falan filan…selamlar

2 Comments:

Anonymous Adsız yazdý...

owner demeleri pek mümün değil, bu bizim öğrencilerin bize "teacher" demesi gibi bir şey. her ikisi de hitap biçimleri olarak kullanılmaz aslında (ha, yazarken, Afrikalıların bunu bilmeyeceği ve "owner" diyecekleri düşünüldüyse belki, ama sanmıyorum). Master demeleri daha olası. Benim okuduğum ve seyrettiğim kadarıyla da öyle diyorlar zaten.

24/1/06 10:49  
Anonymous Adsız yazdý...

William Carlos Williams'ın da böyle bir sahneyi tasvie ettiği bir şiiri vardır: "The Desert Music". Bir Latin Amerika ülkesinde eşiyle gezerken küçük çocuklar gelip "a penny please mister" derler. bu şiirin çevrilmiş olduğunu snamıyorum.

24/1/06 11:18  

Yorum Gönder

<< Home