Perşembe, Mart 23, 2006

Yazmak Lazım (2)

Otobüsten iner inmez omuzlara alındım. Sitayişe ve alayişe tenezzül edecek adam değilim. Sert çıktım. İndirdiler yere, bir kaçı elime sarıldı.

-Merak etmesin yazacağım dedim,

-Yazmak ne kelime abi yazdın abi, destan yazdın abi dedi yanımdaki.

-Nakşettin abi nakşettin!! dedi bir diğeri.

Kravatlı biri kulağıma fısıldadı:

-Ben Savcıyım beyefendi, hiç gerek yok niye yazacaksınız?

-Öyle mi? Yok yok yazarım ben.

Tekrar omuzlara alındım, tekrar indirildim. Kalabalık giderek artıyordu. Yani bu kadar insan! Şaşırmıyor değildim. Silahlar patlıyordu, “bir kaza kurşunu! Hay Allah” diyerek çöküverdim yere, kaldırdılar, halay çekiliyordu. Kenarda halayı izleyenlere laf atılmaya başlandı:

“Katılsanıza lan hain misiniz nesiniz lan!

Korumalarının insanları ite kaka açtığı yolda birisi ağlayarak bana koşuyordu. Sayın Belediye Başkanı sesleri bir uğultuyla çoğalıyordu. Nihayet Sayın Belediye Başkanı yanıma ulaştı:

-Kardeşim kardeşim, biraz evvel duydum.-inan dakikalardır ağlıyorum. Buna ihtiyacımız vardı, inan vardı diyerek sarıldı bana.

-Aslında yazacağım.

-İsminiz neydi?

-Aziz dedim.

Savcının yanında bir Müftü vardı, uzaktan el işaretleri yaparak beni onaylıyordu:

-Yok yok, hayırdır yaptığın hayır! Çoktan hak etmişti bunlar az bile!

Yanındaki “vacip vacip!”diye bana bağırıyordu. Beni biriyle karıştırıyordu sanırım.

Megafonlu bir adam çıktı ortaya. Bir minibüsün üzerine çıkarak bağırmaya başladı. Klaksonlar, düdükler, bağırışlar: Bu millet Aziz beyle gurur duyuyordu. Bayraklar açıldı. Belediye Başkanı kaldırıma çökmüş hüngür hüngür ağlıyordu.

-Neyiz biz be, neyiz, kimimiz var bizim ha? Yok arkadaş yok, kimse yok...Dara düşsek kim koşar ha kim? Aziz Bey sen var ya sen çok şey anlattın bize arkadaş

“Şapkalı” bir kız çıktı önüme:

“Uğraştılar, aç dediler açmadım ama siz...siz

Başını öne doğru eğerek şapkasını çıkarttı. Uzun siyah saçlarını geriye doğru havalandırırken nemli gözlerini farketmedim değil. Bir bağırış, bir alkış koptu. Birinin ağzından çıkan tükürük parçası gözlüğümün üstüne geldi. Bir diğeri bunu fark edip elinde mendil temizliğe gelirken, ayağı takılıp üstüme düştü. Tekrar omuzlara alındım, tekrar indirildim. Ellerime sarılıyor, ayaklarım öpülüyordu. Pantolonun sağ tarafı paçadan dizime kadar yırtıldı. Montumun düğmeleri koptu, daha da kötüsü omuza indir bindir derken pantolon alttan pırtladı.

(Devamı Yarın)

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home