Bakarken...
Bir süredir kütüphanede çalışıyorum. Ellili yılların gazetelerine bakıyorum. İster istemez eski çizgi romanlara, bantlara da bakıyorum. Daha önce hiçbir çizgisini görmediğim bir kaç yerli çizerle karşılaştım. Örneğin Amerikan soap operaları kopyalayan Sevinç Osma imzalı kadın çizerin (Altan Enson’un mahlası olabilir) çalışmalarına rastlamamıştım. Kanije Kahramanları adlı bir çizgi roman yapan (Resimli Yeni Gazete, 1953) Turgut Başar da ilgimi çekti. Naif olmakla birlikte -genç olduğu anlaşılıyor- özgün bir çizgisi varmış. Süreklilik gösterememiş…
Amerikan çizgi bantlarının tercümelerinde “halka inmek” adına yoğun bir argo kullanılması, sanki ellili yılların ortasında başlıyor. Elbette öncesi yok değil ama..Öncesinde yoğunluk, etnik mizaha-şivelere özgü komikleştirmelere dayandığı için alan daha yaşlı mizahçıların etkisinde. Oysa Kırklı yılların sonunda itibaren Amerikanvari bir hikâyecilik ve daha hızlı bir anlatım göze çarpıyor. Kahramanların narsist, yukarıdan bakan ve konuşan, hazırcevap ve iddiacı duruşlarının şöyle değiştiğini söylemek mümkün: Daha lümpen bir dille konuşuyorlar, daha doğrudan, daha açık konuşuyorlar. Eskinin soylu (ya da sonradan soylu olduğunu öğrenen) kahramanları en azından bu kadar argo kullanmazlardı. Argo diyorum ama küfürlü konuşmak da anlaşılmasın, bunun içinde cinselliği-cinsel ilişkiyi imleyen bir yoğunluk olduğunu eklemeli.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home