Martin Mystere’in 288.sayısında Carlo Recagno’nun yazdığı Esposito Kardeşlerin resimlediği “Grendel!”adlı macera yayınlandı. Recagno’nun Eylül 2000’de basılan “Ateş ve Buz Adası” (L’isola di ghiaccio e fuoco) adlı macerasının devamı niteliğinde olan bu albüm altıncı dev albüm olarak yayınlanmış; sonrasında 2002’de orjinal serinin 244, 245 ve 246. sayılarında “Loki’nin İntikamı” (La vendetta di Loki), “Göklerin Öfkesi” (L’ira del cielo) ve “Melekler Şehri” (La Citta’ degli Angeli) başlıklarıyla devam etmişti. Dizinin yazarı Recagno ile macera hakkında yapılmış bir söyleşiyi aktarıyoruz.
Niçin Kuzey mitleri ile ilgili bir seri? Ne zaman Asgardian evrenini fethettiniz, ne zaman bu hikayeyle ilgli fikirler üretmeye başladınız?
Sanırım hepsi çocukken Stan Lee ve Jack Kirby’nin “Thor”unu okuduktan sonra başladı. Ama okula gittiğim zamanlarda da kuzey mitleri , her zaman klasiklerden daha çok ilgimi çekerdi; özellikle Nibelungen Destanı’ndan çok etkilenmiştim,üzerinde çalışmıştım ve daha sonra bir yetişkin olarak okuduğum zaman onu tekrar keşfettim. Epik anlatım ve efsanevi karakterler Martin Mystere’in beslendiği ana damarlardan biri olmuştur hep; Alfredo Castelli Kral Arthur ve silahtar Orlando üzerine bir öykü yazmıştı bile. Sigurd’un yaptığı kahramanlıklar ortadaydı bu yüzden ben de “Buz ve Ateş Adası”nda bunları anlatmak istedim.
Dökümantasyon ne kadar önemli ve yazarın hayal gücü ne zaman senaryoyu etkilemeye ve onu değiştirmeye başlıyor?
Dökümantasyon Martin Mystere için temel oluşturuyor. Albümlerde genelde gerçek mekanları, tarihsel olayları ya da gerçekten yaşamış olan kişilikleri kullanıyoruz, yani okurların özellikle dikkat ettiği çok sağlam bir temel üzerine öyküyü inşa ediyoruz, yine de bazı küçük hatalarımız oluyor ve hemen bu hatalarımız bize bildiriliyor. Bu öykülerin çoğunda baskın olan unsur fantastik element, ve bu da oldukça sağlam bir temele dayandırılan bir unsur. “Grendel!”de, Martin Danimarka’da gerçekte de var olan bir yeri ziyaret ediyor (Esposito kardeşler tarafından çizilen imajlarla anlatılıyor burası) ve –kendi tarzında- kendine ait oldukça önemli bir hikayesi olan efsanevi bir karakterle karşılaşıyor (Beowulf), ben de mümkün olduğunca bu öyküye bağlı kalmaya çalıştım. Özellikle mitolojik öyküler söz konusu olduğunda yazarın hayal gücü oldukça özgür yol alır. Mitler çeşitli versiyonlarla anlatılırlar; bazı yönlerden benzeşirler bazı yerlerde ise birbirlerinden ayrılırlar; bense bu hikayenin bana özgü versiyonunu anlatmak istedim.Sigurd, Loki ile ilgili efsaneler gerçekte birbirlerine benzerler, ben bunlara bir arkaplan oluşturdum, bazı kısımlarını uydurdum ama sanırım bunlar karaktere uyum sağlıyorlar.
Bu bölümlerde anlarılan öyküler Martin Mystere ve Orloff’un anılarının içindenmiş gibi anlatılıyor, geçmişlerinden bazı parçalar yer alıyor. Bu seri ve iki düşman-arkadaşın arasındaki ortak payda –varsa eğer- nedir?
Aslında Martin ve Orloff’un geçmişi de temelde – belli bir oranda- “efsanevi”; tıpkı diğer tüm Bonelli kahramanları gibi hayatlarının gölgede kalmış bazı alanları var, arada bir geri dönüp bu gölgelerden birşeyler açığa çıkarmak mümkün. Belki daha sonra Martin’in çalışmalarının – İmkansızlar Dedektifi - ilk aylarıyla ilgili olarak bir hikaye yazmak istiyorum, Orloff’la arkadaşlıklarının bozulup, Java ile karşılaştığı dönem ile ilgili. Orloff hakkında konuşmak gerekirse; bir maske taşıdığından ve kollarında ateşli silah taşımaya başladıktan sonra o da epik sayılabilecek bir karakter olmuş.Yüzeyi biraz kaşıdıktan sonra onunla ilgili olarak da çok şey keşfetmek mümkün.
Loki ve Morgana. Söylediğimiz gibi oldukça birbirine uzak karakterler ama ortak sonlarına ulaşmadan önce iki kez takıntılarından dolayı güçlerini birleştirebiliyorlar. Aralarında üçüncü bir buluşma öngörülmüş müydü ve bu iki yolculuk farklı platformlarda anlatılmaya devam edecek mi?
Loki ve Brynhild hakkında bir öykü üzerinde çalışılıyor şu anda ama Morgana görünmeyecek. Yedi kılıç arayışı daha sonra da başka bir hikayede devam edecek ama Loki olmayacak. Bu ikisi her ne kadar beraberlerken eğlenceliyse de evli değiller; dolayısıyla farklı projelerde yer alabilirler. Şimdilik ayrılıyorlar ama gelecekte güçlerini yeniden birleştimeyecekler diye bir şey söz konusu değil.
“Grendel!”i yazarken Kuzey Efsanesi öykülerine kafanda eklenecek yeni bir bölüm daha planladın mı ya da şimdilik fikirlerin zamanı geldiğinde ortaya atılmak üzere dondurulmuş durumda mı?
“Yedi Kılıç” efsanesi dürüst olmak gerekirse –şimdilik- bitti. Yolumuz uzun olduğu için diyebilirim ki ilginç birşey anlatabileceğimizi düşündüğümüzde her zaman dönebileceğimiz bir kaynak olacak. Her büyülü kılıç yada mit ve efsane,yeni bir hikaye için materyal oluşturabilir; kaç tane oldukları belli, seçimlerimden memnunum.
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home