Dampyr 12 üzerine
Grant: "Gazetelerde Beşinci Kol'u okudunuz mu?" diye sordu. "Bu kelimelerin manasını biliyor musunuz?"
Tommy: "İçimizdeki düşman" diye mırıldandı.
Bu satırlar Agatha Christie'nin "M or N" romanından. Romanda emekli casus ailesi, Tommy ve Tuppence Beresford, Nazilerin beşinci kolunun Amerika'da izini sürerler. Görev Tommy'ye verilir, karısının haberinin olmaması lazımdır. İki üst düzey nazi ajanından birinin (N veya M) izini Leahampton'da bulan bir Amerikan ajanı öldürülmüştür. Tommy'nin görevi onun kaldığı yerden araştırmayı sürdürmektir. Tuppence de, açıkgözlüğü sayesinde, tabii sahte bir kimlikle oraya gelir.
Dampyr sayı 46, yeni çıkan 12. cilt içinde yayınlandı. İki farklı zamanda geçen bir macerayı izliyoruz, ve bunlardan vampirsiz olanı, (40'lı yıllarda geçen) Christie'nin M or N'i ile benzerlikler taşıyor.
Kurdun ini bu sefer Leahampton'da bir otel değil, Mavi Sakal'ın şatosudur. Tommy ve Tuppence yerine, iki vatansever Nigel Grant ve Vera Bendix görevi alır. Yabancı ülkelerdeki beşinci kol faaliyetlerini düzenleyen Alman ise N veya M değil, Rudolf Hess'tir.
Dampyr'in sadece korku edebiyatına değil, polisiye ve casusluk edebiyatına da borçlu olduğunu düşündüğüm senaryoları var. Mavi Sakal'ın Şatosu, bunlardan biri. İki öykü barındırıyor: Biri tipik Dampyr öyküsü, diğeri bir casusluk öyküsü. İlginç olan, bu iki öykünün çok fazla alışverişinin olmayışı.
Aynı şey, bir sonraki macera, yani "Sheffield Suçları" için de geçerli. Yine iki öykü var: Biri, detektifi Ann Spade olan bir "katil kim?" öyküsü, tipik bir muamma-roman. Diğeri malum, Dampyr'in gecenin efendisi avı..
Ann Spade, ismini borçlu olduğu Sam Spade romanlarındaki gibi, (Dashiel Hammett'ın detektifi) varlıklı kesimlerin yozlaşmışlığına karşı etik değerleri savunur. Kendisine "herşeyi öğreten" (polisiye türüne de herşeyi öğreten) amiri Holmes'tür. Bir cinayet sorgusu onu Sun muhabiri Jeff Carter (Carter, J.D. Carr'ın kendinden meşhur takma adıdır: Carter Dickson) ile karşılaştırır. Erle Stanley Gardner'ın avukatı Perry Mason'ın adı da, nedense, hikayenin kötü adamına kalmış. Öyküde Raymond Chandler'ın adı da bir şekilde geçiyor..
Hikayedeki karakterler yetmemiş olsa gerek, iki meşhur detektifin adı da, bir sonraki maceraya kalmış. Paris'in Yeraltı adlı macerada, Harlan Victor'u Maigret'ye benzetir, (Georges Simenon) o ise kendine Nestor Burma'yı layık bulacaktır. (Leo Malet)
İlk blog girişimi de böylece yazmış oldum, umarım fazla dağıtmamışımdır..
Tommy: "İçimizdeki düşman" diye mırıldandı.
Bu satırlar Agatha Christie'nin "M or N" romanından. Romanda emekli casus ailesi, Tommy ve Tuppence Beresford, Nazilerin beşinci kolunun Amerika'da izini sürerler. Görev Tommy'ye verilir, karısının haberinin olmaması lazımdır. İki üst düzey nazi ajanından birinin (N veya M) izini Leahampton'da bulan bir Amerikan ajanı öldürülmüştür. Tommy'nin görevi onun kaldığı yerden araştırmayı sürdürmektir. Tuppence de, açıkgözlüğü sayesinde, tabii sahte bir kimlikle oraya gelir.
Dampyr sayı 46, yeni çıkan 12. cilt içinde yayınlandı. İki farklı zamanda geçen bir macerayı izliyoruz, ve bunlardan vampirsiz olanı, (40'lı yıllarda geçen) Christie'nin M or N'i ile benzerlikler taşıyor.
Kurdun ini bu sefer Leahampton'da bir otel değil, Mavi Sakal'ın şatosudur. Tommy ve Tuppence yerine, iki vatansever Nigel Grant ve Vera Bendix görevi alır. Yabancı ülkelerdeki beşinci kol faaliyetlerini düzenleyen Alman ise N veya M değil, Rudolf Hess'tir.
Dampyr'in sadece korku edebiyatına değil, polisiye ve casusluk edebiyatına da borçlu olduğunu düşündüğüm senaryoları var. Mavi Sakal'ın Şatosu, bunlardan biri. İki öykü barındırıyor: Biri tipik Dampyr öyküsü, diğeri bir casusluk öyküsü. İlginç olan, bu iki öykünün çok fazla alışverişinin olmayışı.
Aynı şey, bir sonraki macera, yani "Sheffield Suçları" için de geçerli. Yine iki öykü var: Biri, detektifi Ann Spade olan bir "katil kim?" öyküsü, tipik bir muamma-roman. Diğeri malum, Dampyr'in gecenin efendisi avı..
Ann Spade, ismini borçlu olduğu Sam Spade romanlarındaki gibi, (Dashiel Hammett'ın detektifi) varlıklı kesimlerin yozlaşmışlığına karşı etik değerleri savunur. Kendisine "herşeyi öğreten" (polisiye türüne de herşeyi öğreten) amiri Holmes'tür. Bir cinayet sorgusu onu Sun muhabiri Jeff Carter (Carter, J.D. Carr'ın kendinden meşhur takma adıdır: Carter Dickson) ile karşılaştırır. Erle Stanley Gardner'ın avukatı Perry Mason'ın adı da, nedense, hikayenin kötü adamına kalmış. Öyküde Raymond Chandler'ın adı da bir şekilde geçiyor..
Hikayedeki karakterler yetmemiş olsa gerek, iki meşhur detektifin adı da, bir sonraki maceraya kalmış. Paris'in Yeraltı adlı macerada, Harlan Victor'u Maigret'ye benzetir, (Georges Simenon) o ise kendine Nestor Burma'yı layık bulacaktır. (Leo Malet)
İlk blog girişimi de böylece yazmış oldum, umarım fazla dağıtmamışımdır..
1 Comments:
Oğuz, Léo Malet deyince önümüzdeki Serüven sayısında Tardi'nin "120, Rue Dela Gare"dan yaptığı uyarlama ile ilgili bir yazımız var. Tanyel yazdı..
Yorum Gönder
<< Home