Perşembe, Şubat 09, 2006

Sağolasın Ambrose Bierce Hikâyeleri!! (30)

Hiçbir eşyası yoktu Ezop’un. Yükleri olan yolculara öncelik vererek ve epeyce beklemek zorunda kalarak vagondan indi. Danışma türü bir yere bakınıyordu ki karşısına bir resmi görevli çıktı. Genç ve güleryüzlü bir adamdı karşısındaki “affedersiniz efendim, sizi rahatsız edeceğim ama acaba biletinize bakabilir miyim?”

Ezop, ceplerini yoklayarak “Hayırdır delikanlı, yolda bakmışlardı”

“Doğrudur, bakılması da gerekir” efendim dedi elindeki bilete dikkat kesilerek.

“İsminiz Ezop mu Esop mu efendim” gülerek ekledi “Listedeki isimle biletteki isim farklı da…”

“Ezop olacak”

“Benim de sık başıma gelir, Oğuz yazılacağına Ovuz yazarlar”

Karşılıklı tebessüm ettiler. Ezop bileti geri alırken genç adama kimliğini de uzattı. “açıkçası trene kaçak bindiğinize dair bir ihbar aldık, kontrol etmek bana düştü”.

“Sonuç?”

“Her şey uygun efendim, yardımınız için teşekkür ederim…”

Ezop “ben de sizden bir yardım isteyebilir miyim?” dedi.

“Lütfen”

Ambrose Bierce adlı birini arıyorum” dedi ve biraz durarak “tamam biliyorum koca şehir diyecekseniz bana ama…”

s ile mi yazılıyor c ile mi?” dedikten sonra neşeyle güldü genç adam. Ezop şaka yapıldığını anlamıştı, tebessümle katıldı ona.

“Bilemiyorum ki ama rehberden bakmak mümkün… Lütfen buyurun hem bir çayımızı için”

Birlikte İstasyon Amirliğine doğru yürürlerken, Oğuz Eren adlı genç memur ihbar evrakında yazılı olan Ambrose Bierce ismine tekrar baktı. Yaşlı adama bunu söylememesi gerektiğini düşünüyordu.

2 Comments:

Anonymous Adsız yazdý...

Klavyenize sağlık efendi..

9/2/06 11:37  
Anonymous Adsız yazdý...

ovuz eren harf olayını zamanla geliştirip kelime olayına geçmiştir. Daha sonra istasyondaki işinden ayrılmıştır. Şu an hala hayatta olup özel bir şirkette kelime esprileri üzerine çalışmaktadır.

9/2/06 11:55  

Yorum Gönder

<< Home