Sağolasın Ambrose Bierce Hikâyeleri!! (31)
“Yalan söylüyorsun” dedi Bierce. “Üstelik ilk kez de söylemiyorsun, seninle daha önce karşılaştık biz”.
Aziz Tuna başıyla doğruladı “Ya kusura bakma kardeşim ama bir deri bi kemik çıkmışsın karşımıza deli sandım imanıma” biraz durakladıktan sonra “maşallah kilo almışsın”
Ambrose Bierce kararlıydı, yüzünden öfke dolu bir gölge geçti “Hikâyelerimi çaldın”.
“Hayda! Yok diyorum kardeşim laf anlamaz mısın?”
O sırada koşarak-iskarpinleriyle kayarak çaycı olduğu anlaşılan bir genç belirdi, kapının ağzından “Aziz Abim, aşağıda bavulcu iki Bulgar karı var, okutacaklar, ilgilenir misin?”
“yok, be gülüm” dedi Aziz, Ambrose Bierce’ın masa altındaki silahına bakarak. “Sen bilirsin abicim” diyerek omuz silkip uzaklaştı Çaycı.
“Burada olmayacak, kapat dükkânı çıkıyoruz” dedi Bierce. Aziz Tuna söyleniyordu “kardeşim iki satır yazı yazdık başımıza gelmeyen kalmadı”.
Önce koridora, sonra avluya ve ardından sokağa çıktılar. Aziz birinin onları görmesi, durumdan şüphelenmesi için dua ederek yürüyordu. Ama kimse onları fark etmedi. Ambrose Bierce, Aziz’i ceket cebindeki silahla korkutarak, gözünü kestirdiği sakin bir sokağa ve ıssız bir apartman arasına yönlendirdi.
“Son kez soruyorum, hikâyelerimi niye çaldın?”
“Çalmadım diyorum ya”
Bierce günlerdir sürdürdüğü takipten yorulmuştu, uykusuzdu, hayatının hiçbir döneminde olmadığı kadar öfkeliydi. “Bu hikâyelerimi çaldığın için” dedi ve silahı ateşledi. Aziz ilk kurşunda ölmüştü ama o devam etti “Bu da yalan söylediğin için”.
Sonra durdu, etrafa bakındı, sokak hâlâ sakindi, cesedi çöp bidonlarının yanına doğru çekti. Aziz’in ceplerini karıştırdı, kimliğini bularak cebine attı. Nehir kenarına doğru yürüdü ve silahını açığa doğru fırlattı. Sıkılana kadar ufka baktı, rahatlamıştı.
[Aziz Tuna C.]
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home