Das Kapital manga
Çok yakında Türkçe'de...Etiketler: duyurulur
Haldun Sevel’in Ustura Kemal dizisi bugün yayınlanmıyor, yetmişli yıllardan itibaren aralıklarla da olsa çeyrek asır gazetelerde yer almıştı. İstanbul Kabadayılığı mitine dayalı olan çalışmanın çizgi olarak farklılığı Sevel’in kendi çektiği özgün fotoğrafları kullanmasıydı. Her sayfasında mutlaka üst yazılı iki kare yeralırdı; Sevel, nedeni gerçeklik hissini artırmak veya çizgiyi fotoğrafa yaklaştırma çabası olabilir çiniyi sulandırdığı lavi tekniğiyle resmetti karelerini. Fotoğraf ayrıntısında belgeselci-gerçekçilik çabası 20.yüzyılın ilk yirmi yılında geçen hikâyelerinde de kendini hissettiriyordu. Kabadayı jargonu, ritüel ve meselleri Ustura Kemal hikayelerinin kaynağını oluşturuyordu. Özellikle Refi Cevad Ulunay’ın konuyla ilgili kitap ve yazılarının Ustura Kemal hikâyelerinde ağırlıklı bir yeri olduğu söylenebilir. 1997 yılında Arba Yayıncılıktan çıkan Yiğidi Bıçak Kesmez albümü tipik bir kabadayı hikâyesi. İftiralar, arabozucular, kavgalar, bilek güreşleri, racon kesmeler, dedikodular vs anlatılıyor. Albüm çok kötü basılmış, kalitesiz film kullanıldığından sayfalar oldukça silik ve okunmuyor. Çizgiler Sevel’in tarzını seviyorsanız mesele değil, ancak karelerin hepsinde bol portre ve yakın yüz çizimleri kullanılıyor. Tiplemelerin belden aşağısı çok az karede görülüyor, sinematografik açıdan hep kamera önünde konuşan-yakın plan çekimler izliyor gibiyiz. Bazı çizimlerin antiskop yoluyla farklı karelerde yenilendiği görülüyor. Ustura Kemal’i okutan sanıyorum ki İstanbul kabadayılığına ilişkin ebedi dile ve anlatıma nüfuz eden hikâyeciliği. Çizgiyle ilgili eleştirilerimize rağmen emek içeren, özverili kareleri de yok değil. Çoğu Ustura Kemal hikâyesi gazete arşivlerinde “tozlandığı” için Yiğidi Bıçak Kesmez yine de meraklılarının araması gereken bir albüm.Etiketler: 101 Yorum
(...) Garfield’da bütün unsurlar en kolay anlaşılır ortak paydaya indirgenmiş durumda. Çizimler çok basit, siyah ve kesin çizgilerle oluşturulmuş. Konuşma balonları ve arkaplan olabildiğince sade, dikkati dağıtmayacak şekilde yapılmış. Her bant üç eşit kareden oluşmakta; ortadakinin çerçevesi açık bırakılmış. Garfield’da karakterler çarpıcı sözlerle öne çıkıyor. Bu sözler sıklıkla Garfield eşyalarının üzerinde de kullanılıyorlar. Aralarında hatırlanmaya değer birkaçı: “Mide ziyan edilmeye gelmez”, “bana iyi bir fare göster, ben de sana ağzı kokan bir kedi göstereyim”, ya da “Hayat güzel bir banyo gibidir; içindeyken iyi hissedersiniz, ama ne kadar uzun kalırsanız o kadar buruşursunuz”. Davis çizerken karakterlerinin yüz ifadesinde, özellikle de gözlerin üzerinde yoğunlaşıyor (ne de olsa gözler ruhun aynasıdır). 1978’de Cartoonist PROfiles’da çıkan bir röportajında “karakterlerin hepsinin gözbebeklerini çizerek başlarım. Kafaları gözlerin etrafını doldurarak çizerim, vücutları da en sona bırakırım” demiş.
Etiketler: sözlük
Etiketler: sözlük
Etiketler: sözlük
Etiketler: sözlük
Etiketler: memleket çizgi romanı
Deli Gücük 2 - Alacakaranlık ZamanlarEtiketler: Deli Gücük
Yıllar önce tarama ucunu yeni yeni mürekkebe batırırken bütün ve her zamanki alçakgönüllülüğüyle Altan [Erbulak] Ağabey bize, "Biz sanatçı değiliz, bu işin orospusuyuz çocuklar" demişti. [Galip Tekin anlatıyor]
Etiketler: memleket çizgi romanı
Etiketler: memleket çizgi romanı
Macabresque Comix - Zombiler, sayborglar, Meksikalı güreşçiler ve doktora yaşantısı üzerine bir çizgi roman. Yayında: linkEtiketler: doktora, Macabresque comix, zombiler

Etiketler: haber

M. Kutlukhan Perker'in ABD'de yayınlanan üçüncü grafik romanı Insomnia Cafe Dark Horse etiketiyle Kasım ayında çıkıyor. Perker'in yazıp çizdiği hikaye, Peter Kolinsky adındaki bir kitap uzmanının bulduğu gizemli bir kitapla birlikte hayatının değişmesini anlatıyor. Hikayeye ismini veren Insomnia Cafe'yi işleten kız ve Kolinsky gizemli kitabın yol açtığı tehlikeli bir maceraya atılıyorlar. Newsrama'ya verdiği söyleşide Perker kitabı, "öykü yaklaşımı olarak ilginç bir çizgi roman; gerçek duyguları, düşünceleri, hataları ve korkularıyla gerçek kahramanlara sahip..." olarak tanımlıyor.
Perker, Vertigo'dan yayınlanan Air isimli grafik romanıyla çizgi romanın Oscar'ı sayılan Eisner Ödüllerine aday gösterilmişti. Perker ile Newsrama için yapılan söyleşinin çevirisini http://www.hayalsaati.com/index.php?option=com_content&task=view&id=846&Itemid=1 adresinden okuyabilirsiniz.Etiketler: haber
(...) “Türkiye'de defalarca yerli roman ve hikâye uyarlaması yapıldı. Nitelik başarının tek kıstası değil. Bugün çok satan edebiyat uyarlamaları çizgi kalitesi ve uyarlama mahareti bakımından Türkiye'deki çizgi olgunluğunun kıyas götürmeyecek kadar gerisinde ürünler. Ne üreticilerini ne de ürünlerin kendisini çizgi romanın yaygın olduğu herhangi bir ülkede tanıyan çıkmaz. Bu denli kalitesiz olmalarına rağmen çok satıyorlar çünkü hiçbir medya grubu, çıkardıkları yayınlara bu denli destek çıkmıyor. Farkındaysanız kimse içeriklerini ve niteliklerini konuşmuyor, ticari başarıları değerlendiriliyor. Sahi söylüyorum konuşulmayacak kadar kötüler çünkü. Her şeyden önce asıl üretici olan Britanyalılar o denli düşük telif önermişler ki o telife çalışacak çizer bulamamışlar. Eğer örnekler bunlarsa, bizim edebiyatımızdan uyarlama yapılmasın derim.”
(...) Erkek vampirlerin egemen olduğu sinemadan farklı olarak çizgi roman, dişi vampirleri tercih etmiştir. Normal kadınlardan hiç eksiği olmayan bu dişi kan emiciler, acıktıklarında en yakındaki insanın hayat suyunu içmek gibi bir huy edinmişlerdir. Ne var ki sırf bedenen değil, aynı zamanda ruhen de insanlara benzerler ve sık sık aşka kurban olurlar. Bu durumda öldürmek için değil, açlıklarını gidermek için âşıklarının boynunu “azıcık” ısırırlar. Ve bu da çok yoğun erotizm içeren bir olgudur. Filmlerdeki egzantrik ve nekrofil vampirlerden bir diğer farkları da çoğunlukla güneşten rahatsız olmamalarıdır. Hatta bronzlaşmaktan da kaçınmazlar. Şehirde gezinir ve hatta alış veriş yaparlar. Fakat gene de dolunayın aydınlattığı karanlık sokaklar ve kimsesiz serseriler onlara daha cazip gelir. İlginç olan şudur ki, erkekler bu yaratıkları normal kadınlardan daha çekici bulur ve onları korumak için gerekirse kendi hayatlarını tehlikeye atarlar. Buna karşılık dişi vampirler de âşık olduklarında erkeklerini gerçekten sever ve onların banka cüzdanlarıyla veya toplumsal konumlarıyla ilgilenmezler. Ve ne de ailevi durumlarıyla! İşte Vampirella’nın başarısının ardındaki sır...
Yaz.Murat BaşekimEtiketler: Deli Gücük
Etiketler: sözlük
(...) Ken Parker’ın ilk bölümünde karakterin kalın bir sakalı vardır (Robert Redford’un filmdeki hali gibi), bir sonraki bölümde ise sakal artık yoktur. Neden bilmek ister misiniz? Çünkü İtalya’da hiçbir sakallı karakter başarılı olamamıştır. Belli ki fanlar bu işten hoşlanmıyor. Böylece hikâyede bir olay yaratılarak Ken’in traş edilmesi sağlanıyor. (Yüzünden yaralanıyor)
Etiketler: Fumetti
Etiketler: sözlük
İlgi çekici bir görsel döküman. King Features bildiniz gibi bir dönemin en önemli gazete çizgi romanı ajansıydı. Tüm dünyaya farklı türlerde bant pazarlıyordu. 1949 yılı noelinde özel bir broşür çıkartmışlar. Ajansa bağlı kahramanlara şarkı "söyletmişler". Aşağıdaki linki tıklarsanız, hangi kahraman hangi şarkıyı söylüyor göreceksiniz. Bu seçimler aslında ilginç. Müzik icrasıyla uğraşanlar ayrıca keyif alabilir, çünkü notalar yayınlanmış...Bildiğiniz şarkılar çıkarsa ayrıca eğleneceksiniz...Etiketler: çizgi roman ve müzik