Pazar, Şubat 12, 2006

Serüven’in İkizleri: Aykut ve Erkut Erdem Röportajı

Serüven ekibinden arkadaşlarımızla yaptığımız röportajları sürdürüyoruz. Bu röportajları hayata nasıl baktığımızı göstermesi açısından önemsediğimizi daha önce yazmıştık. Bu defa Serüven yazarlarından, onlardan söz ederken daha çok Serüven’in ikizleri demeyi tercih ettiğimiz Aykut ve Erkut Erdem kardeşlerle konuştuk. Her ikisi de ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde Araştırma Görevlisi olarak çalışıyorlar, Doktora çalışmalarını sürdürüyorlar. Aşağıda alıntılar yaptığımız röportajın tamamı www.seruven.org sayfamızda…

Uzunca bir dönem çizgi roman ilgimizin çoğunlukla Türkçe yayınlanan comics’lere (Amerikan çizgi romanlarına) sıkışıp kaldığını rahatlıkla itiraf edebiliriz (…) bilim kurgunun derin ve nitelikli örnekleriyle tanıştıktan sonra bu çizgi romanlar ne yazık ki pek de eskisi kadar çekici gelmiyor insana (…) Çizgi romana bakışımızı değiştiren kitap ise Levent Cantek’in derlediği Çizgili Hayat Kılavuzu oldu (…) Alan Moore diyor ki “çizgi roman daha üzerine bir çizik bile atamadığımız bir biçim” (...) ülkemizdeki hayat koşullarında grafik roman olarak tanımlayabileceğimiz eserlerin verilmesi çok zor (…) çoğunlukla karikatürize çizgiler kullanılıyor ve daha çok günlük konuşma dilinin hakim olduğu uzun diyaloglara yer veriliyor. Bu ortak özellikler biraz da bu dergilerin kapalı ortamından kaynaklanıyor kanımca, yazarlar arası etkileşimler doğal olarak eserlere de yansıyor (…)

1 Comments:

Anonymous Adsız yazdý...

Alternatif "Sağolasın Ambrose Bierce Hikayeleri" (3)

“Bırakın ulan beni!” diye bağırdı Ambrose Bierce. Ağzından çıkan kelimeler onu şaşırtmıştı. Başı dönüyordu. Zihni yabancı bir benlik tarafından işgal ediliyor gibiydi. “Bırakacağız Aziz Bey, bırakacağız da… önce biraz paranı alacağız” dedi Uzun İhsan Efendi. “Ne parası ulan, bak esnaf dayağı attırırım size ha!” Ambrose Bierce onun ağzıyla konuşan bu varlığa bütünüyle teslim olmuştu artık. Ezel Akay eliden kurtulmaya çalışan Ambrose Bierce’ı daha sıkı kavrayarak “üyelik ücretini ödememişsin” dedi. “Ne üyeliği kardeşim Allah Allah, sayıyla mı verdiler sizi bana ya!” “Ne üyeliği ha! Ne üyeliği ha!!” dedi Uzun İhsan Efendi, “Yazdığı Hikayelerde Kendine Rol Veren Sanatçılar Derneği’nin üyeliği, bre kendini bilmez!”

13/2/06 12:23  

Yorum Gönder

<< Home